- Çokbilgi.com - https://www.cokbilgi.com -

Hoca Mesud

kim kimdirBu asrın önemli şairlerinden olan Mes’ûd b. Ahmed’in hayatı hakkında faz­la bilgimiz yoktur. İsminin Mes’ûd olduğunu Ferheng-nâme-i Sa’dî isimli mes­nevisinin “Sebeb-i tercüme sahten ve ta’yîn-i târih” bölümünde zikreden şair, ba­basının adının Ahmed olduğunu yine bizzat kendisi Süheyl ü Nev-bahâr’mda belirtmektedir. Mes’ûd bin Ahmed’in öğrencilerinden olan Şeyhoğlu, Kenzü’l-küberâ ve Mehekkü’l-ulemâ isimli eserinde onun şiirlerinden alıntı yaparken “Hoca Mes’ûd buyurur”, “Hoca Mes’ûd buyurdı” ve “üstâd Hoca Mes’ûd bu­yurur” şekillerinde ondan bahseder.

Kâbûs-nâme çevirisinde ise “Hoca Mes’ûd buyurur”, “emlahe’ş-şu’arâ Hoca Mes’ûd buyurur” ve “efsahe’ş-şu’arâ Hoca Mes’ûd buyurur” biçiminde zikredilir. Şeyhoğlu’nun her iki eserinde üstadı Mes’ûd bin Ahmed’e özel bir değer vererek ondan “Hoca” diye bahsetmesi onun ulema sınıfına mensup olduğunu gösterir. Kenzü’l-küberâ’da ise “üstad” diye söz etmesi bu görüşü desteklemektedir. Hoca Mes’ûd’un nereli olduğu, yahut ne­rede yaşadığı konusunda çeşitli görüşler ileri sürülmüş olup, onun Germiyan Beyliği sınırları içerisinde yaşadığı veya doğduğu düşüncesi rağbet görmüştür.

Hoca Mes’ûd‘un eserlerinde vezin ve kafiye kusurları bulunmakla birlikte klâsik nazım tekniğini iyi bilen, klâsik edebiyatın estetik anlayışı içerisinde şiir­ler yazabilen bir şair olduğu görülmektedir. O tercümenin yaratıcı bir sanat yete­neği gerektirdiği sırrını kavrayan bir sanatkârdır. Türkçeye tercümeler yaparken sadece sözcük ve kavramlar aktarmamış, kendi yaratıcı gücünden birçok ilavede bulunmuştur.



Süheyl ü Nev-bahâr Hoca Mes’ûd’un 75 l/l 350 tarihinde aruzun “feûlün fe-ûlün feûlün feûl” kalıbıyla nazmettiği bir mesnevîsi olup 5703 beyitten oluşmak­tadır. Süheyl ü Nevbahâr’m aslı Farsça olup tercüme edilerek edebiyatımıza ka­zandırılmıştır. Ancak eserin İran edebiyatındaki orijinali bugüne kadar henüz ele geçmemiştir. Bundan dolayı Hoca Mes’ûd’un tercüme sırasında aslına ne ölçüde sadık kaldığı bilinmemektedir. Şair mesnevîsinin uygun gördüğü yerlerinde âhenkteki monotonluğu gidermek ve kahramanların psikolojilerini yansıtmak için on beş gazele yer vermiştir.

Buralarda şairin üslûbunu yakalamak mümkün­dür. Hoca Mes’ûd’un bildirdiğine göre eserin ilk bin beytini yeğeni İzzeddin Ah­med, kalan kısmını ise kendisi kaleme almıştır. Asıl adı Kenzü’l-bedâyi’ olan eser. Yemen padişahının oğlu Süheyl ile Çin fağfurunun kızı Nevbahâr arasında­ki aşkı işlemektedir. Şair Süheyl ile birlikte Kaytas, haydut Sâlûk ve Yahudi tüc­carı da Nevbahâr’ın âşıkları arasında göstererek eserin asıl temi olan aşk konusu üzerinde ısrarla durarak vak’anın akışını bir eksen etrafında yoğunlaştırmayı ba­şarmıştır. Ayrıca romantik bir konuyu işlediği eserinde yer yer dinî ve ahlâkî na­sihatlere de yer verdiği görülmektedir. Nitekim besmele ve hamdele kısımların­dan sonra münâcât kısmi, yüksek dinî hislerle nazmedilmiş olup insani tefekkü

re sevkedici tasavvufî-hikemî bahisleri ihtiva etmektedir. Anadolu sahasında ka­leme alınmış mesneviler arasında klâsik tertibe göre düzenlenmiş ilk eser diye­bileceğimiz bu mesnevî aynı zamanda edebî tasvirler bakımından parlak bir ede­biyatın da ilk müjdecisidir. Eser, telif edildiği yıllarda Anadolu’da yerleşmekte olan Türkler arasında o zamana kadar okunan dinî-tasavvufî-uhrevî mesnevilerin yanı sıradünyevî heyecanları işleyen mesnevilere de yer verilmek suretiyle cemi­yetin edebî temâyülünü aksettirmesi bakımından da dikkat çekicidir.

Eserin bilinen iki nüshasından biri Berlin Devlet Kitaplığı’ndadır. Bu nüsha J. H. Mordtmann tarafından bulunmuş ve 13 sayfalık bir önsözle tıpkıbasım ola­rak yayımlanmıştır. Diğer nüsha ise Ahmet Talât Onay’dan Cem Dil-çin’e intikal etmiştir. Cem Dilcin ise geniş bir incelemeyle birlikte iki nüshanın karşılaştırmalı yayımını gerçekleştirmiştir. Semih Tezcan ise bu neşir üzerine bir ten­kit ve değerlendirme yayımlamıştır. Eser üzerine ayrıca Tahsin Banguoğlu tarafından Almanya’da bir doktora çalışması yapılmış ve neşredilmiştir.

Sa’dî-i Şîrâzî’nin Bâstân isimli eserinin muhtasar tercümesi olan Ferheng-nâme-i Sa’dî, 755/1354 tarihinde aruzun “feûlün feûlün feûlün feûl” kalıbıyla ya­zılmış olup 1073 beyittir. Hacim bakımından Böstâıı’m dörtte biri kadar olan eser, dinî ve ahlâkî konularda öğütleri ve bunlarla ilgili hikâyeleri ihtiva eden didaktik bir mesnevidir. Anadolu insanını manen aydınlatmak, onlara çeşitli konularda bil­gi ve nasihat verme düşüncesinde olan Hoca Mes’ûd’un geniş halk kitlelerine ulaşmak için, o günkü Türkçenin imkânlarını kullanarak eserini yazma gayretin­de olduğu görülmektedir.

Ekseriyetle Türkçe kelime kullanmaya gayret gösteren, eserine esas aldığı “Şehname vezni“nin Türkçeye uygun olmamasından dolayı sı­kışan ve mecbur kaldığı yerlerde Arapça ve Farsça kelimeleri kullanmaktan da çe­kinmeyen Hoca Mes’ûd, eserinde oldukça sâde ve akıcı bir Türkçe kullanmıştır. Edebî yönden, müellifin diğer eseri Süheyl ü Nev-bahâr kadar önemli olmasa bi­le, İran edebiyatının tanınmış didaktik eseri olan Bostân’m Türkçeye manzum ilk tercümesi olması, yazıldığı dönemin dil hususiyetlerini ihtiva etmesi ve müellifin şuurlu bir şekilde Türkçe olarak yazması bakımından önemlidir.

Bu eser, Bostan tercümesi adı altında uzun müddet Emîrî Efendi Kütüpha­nesi’nde unutulup kalmışken ondan ilk defa Veled Çelebi Efendi, Tercümân-ı Ha­kikat ve Servet-i Fünûn tarafından yayımlanan özel bir nüshada neşrettiği “Edebiyât-ı Islâmiyye” isimli makalesinde bahsetmiştir. Veled Çelebi, makalesinde bu eserin yazarını Sadeddîn Mes’ûd bin Ömer Taftazânî (722-792) olarak vermiş­tir. Daha sonra bu eseri neşreden Kilisli Muallim Rifat, Ayasofya Kütüphane­si ‘nde gördüğü bir mecmuada yer alan sekiz risaleden ikisinin Hoca Mes’ûd’a ait olduğunu belirterek, bu iki risalenin sonunda yer alan kayıtlardan hareketle Fer­heng-nâme-i Sa’aTnin yazarının Şeyh Mes’ûd bin Osmân-ı Gülşehrî olabile­ceğini söylemiştir.

Süheyl ü Nev-bahâr’ın Mordtmann tarafından tıpkıbasımı neş­redilince Muallim Rifat bu görüşünden vazgeçerek Mes’ûd bin Osman’ın o as­rın ulemasından biri olduğunu, fakat Ferheng-nâme ve Süheyl ü Nev-bahârın nâ­zımından başka birisi olduğunu kabul etmiştir. Eser, Kilisli Rifat ve Veled Çele­bi tarafından bir inceleme ile birlikte eski imlâ ile yayımlanmıştır (Kilisli, Rifat -Veled Çelebi, Şeyh Mes’ûd bin Osman, Ferheng-nâtne-i Sa’dî Tercümesi, Matbaa-i Âmi­re, İstanbul 1340-1342). Ahmet Kartal tarafından Bostan ile Ferheng-nâme-i Sa’dî arasında mukayeseli bir çalışma yapılarak neşredilmiştir.

Kim Kimdir? sayfasına dön! «|