- Çokbilgi.com - https://www.cokbilgi.com -

Eski Anadolu Türkçesinin Söz Varlığı

yunus emre eski anadolu türkçesiKarahanlı döneminden sonra Osmanlı dönemine geçiş aşaması olarak kabul edilen 13 ile 15. yüzyıllar arasındaki dönemi ifade eden Eski Anadolu Türkçesi, Batı Türkçesinin oluşmaya başladığı ilk dönemleri kapsamaktadır. Karahanlı döneminde, Eski Türkçeden gelen veya türetilen sözcükler sıklıkla kullanılmıştır. Osmanlı döneminde ise Türkçe sözcüklerin yerine, Arapça ve Farsça olanlar tercih edilecektir. Eski Anadolu Türkçesi dönemi, hem Eski Türkçe sözcüklerin korunduğu, türetilen yeni sözcüklerle söz varlığının genişletildiği hem de Arapça – Farsça sözcüklerin bilindiği hâlde pek sık kullanılmadığı bir dönem olma özelliğiyle önem taşımaktadır.

Yunus Emre’de % 13, Aşıkpaşa’nın eserlerinde ise % 20 olan yabancı sözcük oranı, Osmanlı döneminde % 60’ları geçecek olan söz varlığının, bu dönemde yabancılaşmaya karşı kendini koruduğunu göstermektedir. Özellikle bu dönemin başlangıç evresinde ve dinsel konuların ele alındığı metinler dışındaki yapıtlarda yabancı kökenli ögeler oldukça azdır. Farsça “kör” veya Arapça “asker” sözcükleri dile yerleşmeye başladığında, Eski Anadolu Türkçesinde “gözsiz” (kör) ve “çeriġ” (asker) sözcükleri kullanılıyordu. Bunun için her ne kadar Farsçadan “hükm, cehd”, Arapçadan “amel,  zeval” gibi yabancı kökenli sözcüklerden alıntı yapılmışsa da genellikle Türkçe kökenli sözcük türetmeleri kullanıldığından, oldukça öz ve yabancılaşmamış bir dilin kullanıldığını söyleyebiliriz.

Özellikle dinsel konularla ilgili kavramların Türkçeye aktarılmasında “bilmezlik” (Ar. cehâlet), “inanıcı” (Ar. mu’min), “Tanrı’ya iki diyen” (Ar. müşrik), “Tanrı evi” (Ar. beytullah), “ölmesüz” (Ar. ebedî) ve “saklayıcı” (Ar. rahmân) gibi birçok yeni sözcük türetilmiştir. Ayrıca Arapça ve Farsça sözcüklerin anlamlarına uygun “ay ayduñı” (mehtap), “dirlik suyı” (Ar. ab-ı hayat) ve “tañyeli” (sabah rüzgarı) gibi Türkçe kökenli birleşik sözcüklerin yanında “boyun dut-” (ŞD, 155; itaat etmek), “namusunu sı-” (DK, 44-35; adını lekelemek), “hüküm sürmek” (ŞD, 80) veya “canını cehenneme sal-” (DK, 29-23; öldürmek) gibi deyimler de türetilmiştir.

Yavuz TANYERİ

Söz Varlığısayfasına dön! «|