Batı kökenli alıntı sözcükler, Türkçenin ses yapısına uydurularak kullanılmakla birlikte; bazen özgün biçimleriyle kullanılabilirler. Yabancı (alıntı) sözcüklerin Türkçede kullanımıyla ilgili belli başlı yazım kuralları şöyledir:
1. Çift ünsüzlü hece içeren Batı kökenli alıntı söz-cükler, ünsüzler arasına ünlü konmadan yazılır:
Örnek: fren, gram, gramer, gramofon, grup, kral, kredi, alafranga, apartman, film, form, lüks, modern, psikiyatr, slayt, teyp…
NOT: Bu tür bazı alıntı sözcüklerde, söz başında veya iki ünsüz arasında bir ünlü türemiştir:
Örnek: iskele, iskelet, istasyon, istatistik, kulüp…
2. Batı kökenli alıntı sözcükleride g ünsüzü koru¬nur (ğ’ye çevrilmez):
Örnek: biyografi, daktilograf, dogmatizm, magma, monografi, paragraf, arkeolog.
NOT: Ancak kimi sözcüklerde iç sesteki g’nin ğ’ye dönüştüğü görülebilir:
Örnek: coğrafya, fotoğraf, topoğraf…
3. İçinde yan yana iki veya daha fazla ünsüz bulunan batı kökenli alıntılar, ünsüzler arasına ünlü konmadan yazılır:
Örnek: alafranga, apartman, biyografi, elektrik, gangster, kilogram, orkestra, paragraf, program, telgraf.
4. Yabancı dillerden Türkçeye aktarılan sözcüklerde yan yana bulunan ünlüler arasına genellikle ünsüz konmaz:
Örnek: ideal, kuaför, puan, şampuan, realizm.
NOT: Ancak, yabancı dillerden alınan kimi sözcüklerdeki “io“, “ia” ünlüleri arasında y ünsüzüne; özellikle Fransızca sözcüklerdeki “oi” çift ünlüsünün söylenişi olan “ua” arasında “v” ünsüzüne yer verilir:
Örnek: biyoloji, biyografi, bibliyografi, diyaliz; konservatuvar, laboratuvar, tuvalet.
5. İki ünsüzle başlayan batı kökenli alıntılar, ünsüzler arasına ünlü konmadan yazılır:
Örnek: Francala, gram, gramer, gramofon, grup, kral, kredi, kritik, plan, pratik, problem, profesör, program, proje, propaganda, protein, prova, psikoloji, slogan, snop, spiker, spor, staj, stil, stüdyo, trafik, tren, triptik.
NOT: Bu tür birkaç alıntıda, söz başında veya iki ünsüz arasında bir ünlü türemiştir. Bu ünlü söylenişte de yazılışta da gösterilir: İskarpin, iskele, iskelet, istasyon, istatistik, kulüp.
6. Aşağı durumlarda Batı kökenli sözcükler, özgün biçimleriyle yazılır:
a. Bilim, sanat ve uzmanlık dallarında kullanılan bazı terimler:
Örnek: andante (müzik), cuprum (kimya), deseptyl (eczacılık).
b. Latin yazı sistemini kullanan dillerden alınan deyim ve sözler:
Örnek: Veni, vidi, vici (Geldim, gördüm, yendim.); conditio sine qua non (Olmazsa olmaz.);
eppur si muove (Dünya her şeye rağmen dönüyor.); to be or not to be (Olmak ya da olmamak)…
Mesele falan değildi öyle, To be or not to be kendisi için; Bir akşam uyudu; Uyanmayıverdi. (Orhan Veli Kanık)
7. Batı kökenli alıntıların içindeki ve sonundaki g ünsüzleri olduğu gibi korunur:
Örnek: biyografi, diyagram, dogma, magma, monografi, paragraf, program; arkeolog, demagog, diyalog, filolog, jeolog, katalog, monolog, psikolog, ürolog.
NOT: Ancak coğrafya, fotoğraf ve topoğraf kelimelerinde g’ler, ğ’ye döner.
8. İki ünsüzle biten batı kökenli alıntılar, ünsüzler arasına ünlü konmadan yazılır:
Örnek: film, form, lüks, modern, natürmort, psikiyatr, seks, slayt, teyp.