Prof. Dr. Ahmet Buran
Tarih: 30 Kasım 2011 | Bölüm: Önemli Türkologlar | Yorumlar: Yorum yok.
Elazığ ilinin Keban ilçesine bağlı Aşağıçakmak köyünde doğan Ahmet Buran, ilk tahsilini köyünde, orta okul ve lise tahsilini ise Elazığ’da, Elazığ Orta Okulu, Atatürk Lisesi ve Elazığ Lisesinde okuyarak tamamlamıştır. 1980 yılında girdiği Fırat Üniversitesi Edebiyat ( Fen-Edebiyat) Fakültesinden 1984 yılında mezun olmuş, aynı yılın Ekim ayında, Fırat Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsünün açtığı yüksek lisans imtihanını kazanarak Türk Dili Anabilim Dalında yüksek lisansa başlamıştır.. Bu arada Fırat Üniversitesinde Türkçe derslerini okutmak üzere Üniversite Senatosunca dışarıdan ücretli öğretim elemanı olarak Türkçe Bölümünde görevlendirilmiştir.
Temmuz 1985 tarihinde Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde açılan Araştırma Görevliliği sınavını kazanarak 15 Kasım 1985 tarihinde Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde Araştırma Görevlisi olarak çalışmaya başlamıştır.
1984 yılında başladığı yüksek lisans çalışmasını Keban, Baskil ve Ağın Yöresi Ağızları adlı tezle, 1986 yılında başladığı doktora çalışmasını ise, Prof. Dr. Tuncer Gülensoy’un yönetiminde hazırladığı Anadolu Ağızlarında İsim Çekim Ekleri adlı tez ile 1989 yılında tamamlamıştır.
1990 yılı Kasım ayında Fırat Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümüne Yrd. Doç. Dr. olarak atanan Ahmet Buran, 15 Ekim 1992-15 Aralık 1992 tarihleri arasında Burdur ilinde vatani görevini yapmış ve 13 Ekim 1995 tarihinde Doçent, 2001 yılında da Profesör olmuştur.
Hamza Zülfikar
Tarih: 29 Kasım 2011 | Bölüm: Önemli Türkologlar | Yorumlar: 1 Yorum var.
Hayatı
1941′de Bitlis’te doğan Hamza Zülfikar, Bitlis’in yerlisi olup bu ilin eski ve köklü bir ailesi olan Zülfikarlar’dandır.
Öğrenimi
İlk ve orta öğrenimini Bitlis’te tamamladı. 1958′de Bitlis Lisesinden mezun oldu. 1959-1960 öğretim yılında Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinin Türk Dili ve Edebiyatı Bölümüne kaydoldu. XV. yüzyılda yazılmış Kısasü’l-Enbiya adlı yazmanın bir bölümünün dil özelliklerini bitirme tezi olarak hazırladı. 1964′te bu Fakülteden mezun oldu.
Türk Dil Kurumunun açmış olduğu memurluk sınavını kazandı ve burada bir yıl çalıştıktan sonra Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinin Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde açılan asistanlık sınavında başarılı görüldü. Bu göreve 1965 yılında atandı. “Pekiyi” notu ile derecelenen Çağatayca Bir Kur’an Tefsiri adlı doktora teziyle 14.12.1970 tarihinde “edebiyat doktoru” unvanını aldı. Türkiye Türkçesinde Ses Yansımalı Kelimeler I. c: İnceleme, VI-282 s., II. c.: Sözlük, X-320 s. adlı doçentlik tezini hazırlayarak sınava girdi.
Doçentlik sınavının bütün aşamalarını başararak 28.4.1982 tarihinde “pekiyi” dereceyle doçent oldu. 01.12.1988 tarihinde yayınları ve bililmsel çalışmaları yeterli bulunarak Yeni Türk Dili Ana Bilim Dalının profesörlük kadrosuna atandı.
Askerlik
16 aylık askerlik görevini Ekim 1971 – Ocak 1973 tarihleri arasında Sarıkamış’ta yerine getirdikten sonra Fakültedeki işine geri döndü.
Oktay Sinanoğlu
Tarih: 29 Kasım 2011 | Bölüm: Önemli Türkologlar | Yorumlar: 81 Yorum var.
1935′te doğan Sinanoğlu, 1953’te Atatürk tarafından 1928 yılında kurulmuş TED Yenişehir Lisesini burslu olarak okudu ve birincilikle bitirdi. Okulun bursuyla kimya mühendisliği okumak üzere ABD’ye gitti. 1956’da ABD Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley Kimya Mühendisliği’ni birincilikle bitirdi.
1957’de Massachusetts Institute of Technology’yi ( MIT ) 8 ayda birincilikle bitirerek Yüksek kimya Mühendisi oldu. 1960’ta Yale Üniversitesinde “asistant professor” (yardımcı doçent ) olarak çalışmaya başladı.
26 yaşında iken atom ve moleküllerin çok elektronlu kuramı ile “associate professor” (doçent) ve 50 yıldır çözülemeyen bir matematik kuramını bilim dünyasına kazandırdı ve “full professor” ( profesör ) ünvanını aldı. Bu ünvan ile modern üniversite tarihinin ve Yale Üniversitesi tarihinin en genç profesörü oldu.
1964’te ODTÜ’ye danışman profesör oldu. Yale Üniversitesinde ikinci bir kürsüye daha profesör olarak atandı. Dünyada yeni kurulmaya başlayan Moleküler Biyoloji dalının ilk birkaç profesöründen biri oldu. (Watson ve Crick sarmal modelindeki dna sarmalının çözelti içinde o halde nasıl durduğunu keşfeden adam – solvofobik kuvvet ) Amerikan Ulusal bilimler akademisine Üye olarak seçildi. Buraya seçilen ilk ve tek Türk oldu.
İki defa Nobel’ e aday gösterildi. Defalarca Nobel Akademisinin isteği üzerine Nobel’e adaylar gösterdi. Dünyanın sayısız yerinde sayısız buluşları ve teoremleri ile ilgili sayısız konferans verdi.
26 yaşından beri devam ettiği Yale Üniversitesinde Moleküler biyoloji ve kimya olmak üzere iki kürsüde profesör ve son 7 senedir görev yaptığı Yıldız Teknik Üniversitesinde ise Kimya dalında olmak üzere bir kürsüde Profesör olarak görevini sürdürüyor.
Necip Asım
Tarih: 29 Kasım 2011 | Bölüm: Önemli Türkologlar | Yorumlar: Yorum yok.
Türk tarihi ve milliyet ideali için çalışmış fikir adamlarımızdandır. 1861 yılında Kilis’te doğdu. Bal Hasan Oğulları denen bir Sipahi ailesindendir. Soyadı kanunu çıkınca kendine Yazıksız soyadını seçmişti.
1880’de Harbiye’den Piyade Mülazimi (Teğmen) çıkmış, Askerî Rüştiyelerde ve sonra Harbiye’de Türkçe, Fransızca ve tarih gibi dersler okutmuş ve askerlik hayatını öğretmenliklerde geçirerek Miralaylıktan (Albay) emekli olmuştu. 1908 inkılabından sonra İstanbul Darü’l-fünunu Türk Tarihi ve Türk Dili Tarihi Müderrisi oldu. Üçüncü seçim döneminde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne Erzurum milletvekili seçildi.
12 Aralık 1935’te Kadıköy’deki evinde öldü. Erenköy’de Sahrayıcedit mezarlığına gömüldü.
Henüz Askerî Rüştiyesinde hoca iken bir çok gramer, okuma, coğrafya ve tarih kitapları yayınlamıştır. Bu küçük okul kitaplarından başka Medrese-i Edep, Medeniyete Hizmet, Sitler, gibi çeşitli eser ve tercümeleri, Fransızca, hatta fizik ve resim derslerine ait risaleleri basılmıştır. Türk idealine ve tarihine ait makalelerini ise İkdam gazetesi vasıtasıyla neşrediyordu.
Eserleri, çoğu küçük risalelerden ibaret olmak üzere, 40 civarındadır. Yazdığı makalelerin de 1000’e ulaşmıştır. II. Abdülhamit devrinde koyu Osmanlılık davası içinde Türk tarihi ve Türk idealiyle uğraşan nadir zümredendir. Gök Bayrak’ı da ilk defa o tercüme etmişti.
Necip Asım, Türk dili hakkındaki eserlerinden dolayı 1892 Şikago Sergisinden bir madalya ve bir şahadetname almış, Paris’teki Societe Asiatique, 1895’te onu azalığa seçmişti. 1908 inkılabından sonra Türk Yurdu, Bilgi, Edebiyat Fakültesi Mecmuası, Türk Tarih Cemiyeti Mecmuası gibi birçok mecmualarda makaleler yazdı. Aynı zamanda İstanbul Darülfünununda Türk Tarihi ve Türk Dili Tarihi dersleri verdi.