Cümlenin Öğeleri
Tarih: 19 Eylül 2011 | Bölüm: Cümlenin Öğeleri | Yorumlar: 14 Yorum var.
Kelimeler tek başlarına sözlüksel birer öğedir. Türkçede kelimeler, ekler yardımıyla cümle içerisinde kullanıma girer ve öge olarak değişik görevlerde bulunurlar. Tek başlarına sözlüksel olarak isim, fiil, sıfat, zarf, zamir ve edattan biri iken cümle içerisinde; özne, yüklem, nesne, zarf tümleci veya yer tamlayıcısı olarak görev alırlar.
Bir duygu, düşünce veya durumu tam olarak anlatan sözcük ya da söz öbeklerine cümle denir. Bir cümlenin oluşması için en önemli şart, kip ve şahıs bildiren bir unsurun bulunmasıdır. Yani eğer cümle içinde herhangi bir söz, haber veya dilek kiplerinden herhangi biriyle çekimli halde bulunuyorsa o, bir yargı bildiriyor demektir. Yargı bildirmek ise cümle olmanın en önemli koşuludur. Şahıs bildirmek, cümle olmak için her zaman gerekli değildir.
Bir cümlede iki temel öge (özne ve yüklem/fiil) ve üç yardımcı öge (nesne, zarf tümleci, yer tamlayıcısı) yer alır. Türkçede cümlenin yapısını öge genişliğine bağlı olmak üzere aşağıdaki gibi özetleyebiliriz.
Dolaylı Tümleç – Yer Tamlayıcısı
Tarih: 19 Eylül 2011 | Bölüm: Cümlenin Öğeleri | Yorumlar: 14 Yorum var.
İşin, hareketin veya oluşun yapıldığı, edildiği yeri veya hareketin yönünü ifade eden isim türü kelimelerdir. Bulunma, ayrılma veya yönelme hali eklerinden birini alarak kullanılırlar. Cümlede yer tamlayıcısını bulmak için yükleme nerede, nereden veya nereye soruları sorulur, cevap veren kelime cümlede yer tamlayıcısıdır. Kaynaklarda buna dolaylı tümleç de denir. Bulunma hali hareketin nerde yapıldığını, ayrılma hali hareketin nerden doğduğunu, yönelme hali ise hareketin nereye yöneldiğini gösterir.
Yer tamlayıcısı, her zaman, mekan veya yön ifadesi taşımayabilir. Bunlarla birlikte “zaman, müddet, sür’at, tarz, miktar, derece, durum, hal, hedef, sebep, bedel, leh, aleyh, karşılaştırma, verme, bildirme, kuvvetlendirme, gaye, tercih, vasıf, şekil, devamlılık, iş, vasıta, aitlik, çıkma, terkip, ölçü, değer, görüş, nokta, nazar v.s. gibi belirtme, bulunma ve ayrılma hâllerinin taşıdığı çeşitli ifadeler biçiminde görülür.”
Yüklemin yöneldiği, bulunduğu, çıktığı yeri gösteren öğedir. Yükleme sorulan “-e”, “-de” ve “-den” hal eklerini alan sorulara aynı ekleri alarak cevap veren sözcük ya da söz öbekleri dolaylı tümleç görevinde bulunur. Soruların ve cevapların aynı ekleri alması zorunluluğu bunun diğer öğelerle karışmasına engel olur. Bunu örneklerle açıklayalım.
“Elindeki kitap ve defterleri bana verdi.” cümlesinde altı çizili öğeyi bulabilmek için yükleme “kime” sorusunu soruyoruz. Soru da cevap da aynı eki almış. Öyleyse “bana” sözü dolaylı tümleçtir.
“Sizinle ancak yaza görüşürüz.” cümlesinde altı çizili sözcük de “-e” hal ekini almıştır. Ancak bu öğeyi bulmak için yükleme “ne zaman” sorusunu soruyoruz. Görüldüğü gibi soru hal eki almadan soruluyor. Öyleyse bu, “-e” hal eki almış olmasına rağmen dolaylı tümleç değildir.
Konuşucunun isteğine veya konunun genişliğine bağlı olarak bir cümlede bir tane yer tamlayıcısı kullanılabileceği gibi bazen birden fazla da kullanılabilir. Normal olarak bir cümlede bir fiil varsa, bir yer tamlayıcısı olması gerekir. Eğer cümlede birden fazla yer tamlayıcısı varsa, bu durumda, bu kelimelerin hepsi tek bir öge olarak değerlendirilmelidir.
“Hasan eve gitti.”, “Hasan evden okula koştu.”, “Hasan evden dışarı çıktı.”, “Elden ele dolaştırıldı.”, “Ankara ‘dan İstanbul ‘a gittiler.”