Uygur Türkçesinin Söz Varlığı
Tarih: 29 Nisan 2014 | Bölüm: Söz Varlığı | Yorumlar: Yorum yok.
Uygur döneminde, Türklerin yaşam biçimlerinde köklü bir değişiklik yaşanmıştır. Yazlak, kışlak ve otlaklar arasında göçer hâlde hayvancılıkla uğraşan Türkler, Uygur döneminden sonra yerleşik yaşama geçmişlerdir. Kent yaşamına alışmaya çalışan ve tarımla uğraşmayı öğrenen Uygurlar, farklı dinleri benimseyerek yeni bir uygarlık yaratma sürecine girdikleri bu dönemde dillerini de yeni kavramlar için sözcük türeterek zenginleştirmişlerdir.
Uygur döneminde Türkler arasında Şamanizm’in yanında Budizm, Maniheizm ve Hristiyanlık da yayılmıştır. Din değişiklikleri, Uygurların din dairesi içindeki uluslarla çok yönlü ilişkiler kurmasını sağlamıştır. Bu etkileşim, Uygur döneminin en belirgin özelliğini oluşturmaktadır. Manici veya Burkancı inanç yapısına ait yeni kavramlar, bazen kültüründen etkilendikleri yabancı uluslardan alınmış, çoklukla da Türkçe kökenli sözcüklerle karşılanmıştır. Hem yerleşik yaşama hem de benimsenen yeni inançlara ait somut ve soyut kavramlarla Uygur Türkçesi çok zengin bir söz varlığına sahip olmuştur.
Morrish Swadesh’in listesindeki 100 sözcük de, Uygur Türkçesinin söz varlığında bulunmaktadır. Dahası bu sözcüklerin “yıltız > kök”, “köymek > yanmak”, “üküş > çok”, “tün > gece”, “kasık > kabuk” ve “süŋük > kemik” gibi birkaç tanesinin dışında kalanlar, Türkiye Türkçesiyle neredeyse aynıdır. Ayrıca Swadesh’in listesinde olmayan “itmek” (düzenlemek), “ıdmak” (göndermek), “ömek” (düşünmek), “yış” (orman), “külüg” (ünlü), “süngüşmek” (savaşmak) ve “bediz” (süs, resim) gibi temel sözcükler de Göktürkçedeki hâliyle Uygur Türkçesinde bulunmaktadır (Ercilasun, 2008: 279).