Öykünmek Nedir?
Tarih: 16 Aralık 2015 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: 3 Yorum var.
Bazı kelimeler, Türkçenin söz varlığında çok eski zamanlarda bulunmasına ve Türk’ün dil becerisiyle ortaya çıkmasına –yani tamamen millî olmasına– rağmen zamanla unutulup, genellikle yabancı başka kelimelerin gölgesinde kalarak unutulagelmiştir. Örneğin Dede Korkut‘un hikâyelerinde bile geçen binlerce yıllık öz Türkçe “utacı” kelimesi zaman içerisinde unutulmuş ve yerine Arapçadan “hekim“, İngilizceden “doktor” kelimeleri kullanılır olmuştur.
“Öykünmek” sözcüğünün kaderi de buna benziyor. Binlerce yıl öncesinde sık kullanılan öz Türkçe bir kelime, zamanla “taklit etmek”, “imitasyon”, “emülasyon”… gibi yabancı kökenli kelimelerin gölgesinde yok olmaya mahkum ediliyor. Yalnız bu kelime, son zamanlarda üzerindeki tozları atarak yeniden sıkça kullanılmaya başladı. Özellikle sınavlarda sorulmaya başlandıktan sonra, günümüz Türkçesinde tekrar yerini almaya başladı.
“Birinin yaptığı gibi yapmak, birine veya bir şeye benzemeye çalışmak, taklit etmek” şeklinde tanımlıyor öykünmeyi TDK. Aslında bu kelimenin tam karşılığı “taklit etmek” değildir; çünkü bu kelimeyle aralarında bir nüans vardır. Taklit her zaman olumsuz olmayabilir; fakat öykünmek genellikle olumsuz taklit etme anlamını ifade etmektedir. Bunun için bu kelimenin kullanıldığı cümlelerde bir eleştiri, sızlanma gibi olumsuzluklar dikkat çeker.
Türkçede Unutulmuş Sözcükler
Tarih: 9 Haziran 2014 | Bölüm: Söz Varlığı | Yorumlar: 1 Yorum var.
Bir dilin başka dillerden kelimeler ödünçlemesi, alıntı yapması kaçınılmazdır. Çünkü uygarlığın gelişmesiyle, insanlar arasındaki iletişim artmış ve insanlar çok yeni eşyalar / kavramlarla karşılaşmaktadır. Karşılaştıkları yeni eşyalar ve kavramları adlandırmak için ya dilin kendi imkânlarından yararlanılır ya da hazır bulunan sözcüklerden doğrudan alıntı yapılır. Eski Türkçenin söz varlığında da bulunduğu hâlde, bazı kavramların yabancı dillerden alınan sözcüklerle karşılanması nedeniyle Türkçe kökenli sözcüklerin bir kısmı unutulmuş, bugün kullanılmaz hâle gelmiştir.
Eski Türkçede “hastalık” anlamına gelen “ig” (AY, 614, 4) sözcüğü, o dönemde de Türkçenin işlek ekleriyle “iglig” (hasta), “igsiz” (sağlam, hastalıksız) ve “igle-” (hastalanmak) biçimlerinde türetilerek kullanılmıştır. Hastalık anlamına gelen “kem” veya ilaç anlamına gelen “ot” ve “em” sözcükleri de, tıpkı “ig” sözcüğü gibi Karahanlı dönemine kadar kullanılan Türkçe kökenli sözcüklerdir. Ayrıca “ot” kökünden türetilen “otacı” sözcüğü “doktor, hekim”; “em” kökünden türetilen “emci” sözcüğü ise “eczane” anlamında kullanılmıştır.
Farsçadan Türkçeye giren “ciğer” sözcüğünün “akciğer” ve “karaciğer” biçimleriyle söz varlığına eklenmesi sonucunda Eski Türkçede ve bugün yaşayan Türk lehçelerinin çoğunda “ciğer” anlamında kullanılan “öpke” (öfke) sözcüğü unutulmuştur. Bu örnekler, temel sözcüklerin bile terk edilerek yabancı kökenli sözcüklerin kullanıldığını gösterdiği için önemlidir.