Pekiştirme Nedir?
Tarih: 30 Ocak 2024 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: Yorum yok.
Türkçede anlatımı güçlendirmek için pekiştirmelerden yararlanılır. Her dilde olduğu gibi, dilimizde de cümledeki ifadeyi daha etkili kılmak, sanatlı hâle getirmek veya anlatımın gücünü arttırmak amacıyla pekiştirmeler kullanılır. Pekiştirme kelimesinin sözlük anlamı “sertleştirmek, katılaştırmak” olsa da, anlatımı güçlendirilmiş sözcük anlamında Türkçede bir terim olarak da bu kavramdan yararlanılmaktadır.
Cümlede bir kelimenin vurgusunu arttırmanın yolu, o kelimeyi yükleme yaklaştırmaktır çünkü Türkçenin söz diziminde yüklem en önemli ögedir ve kurallı cümlelerde sonda bulunur. Bu nedenle hem konuşma hem de yazma dilinde bir kelimenin cümledeki anlamını öne çıkarabilmek amacıyla cümle vurgusundan yararlanırız. Fakat bazen bir kelimeyi, cümlenin herhangi bir yerinde daha güçlü bir hâle getirmek isteyebiliriz. Bu durumda pekiştirmelerden yararlanmamız gerekir.
Türkçede pekiştirme isim, sıfat veya zarf gibi sözcük türlerinde yapılabilmektedir. Sözcüklerin pekiştirilmesi, o kelimelerin anlatımda daha etkili olmasını, kelimenin daha güçlü bir anlamı karşılamasını sağlar. Örneğin “taze” kelimesi tek başına kullanıldığında “taze balık” örneğindeki gibi sadece sözlük anlamını karşılar. Kişi bu kelimede küçücük bir değişiklik yaparak, anlatımını güçlendirebilir ve “taptaze balık” dediğinde, karşıdaki kişi balıkların çok taze olduğunu, hiçbir bayatlık belirtisi göstermediğini, çok az bir süre önce yakalandığını vs. anlar. İşte bu, pekiştirmenin gücü sayesinde olur.
Dönüşlülük Zamiri
Tarih: 5 Ocak 2020 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: 1 Yorum var.
Bir kişi zamiri türü olmasına rağmen, bazen ayrı bir zamir çeşidi gibi kabul edilen ve son zamanlarda sorularda sıklıkla karşımıza çıkan dönüşlülük zamiri, genellikle dilimizde şahıs zamirlerinin anlamını güçlendirmek için kullanılmaktadır. Bilindiği gibi isimlerin yerini tutan kelimeler olan zamirlerin, sözcük hâlinde dört türü bulunmaktadır. Bazı kaynaklarda beşinci tür olarak dönüşlülük zamiri kabul edilmektedir. Aslında dönüşlülük zamiri, Türkçedeki şahıs zamirlerinden biridir. Şimdi dönüşlülük zamirinin özelliklerini ve kullanımını örneklerle anlatmaya çalışalım.
Türkçede temel olarak altı tane şahıs (kişi) zamiri bulunmaktadır. Bunlar “ben, sen, o, biz, siz, onlar” kelimeleridir. Bu kelimeler cümlede bir insan isminin yerini tutmak için kullanılırlar. “O son sınavlarda notlarını yükseltti.” cümlesinde “o” kelimesi bir ismin yerini tutmuştur ve kişi zamiri görevinde kullanılmıştır. Bu cümleyi bazen “Kendisi son sınavlarda notlarını yükseltti.” şeklinde kullanabiliriz. İşte bu örnekteki gibi bazı şahıs zamirlerinin yerine veya onları pekiştirmek amacıyla onlarla birlikte kullanılabilen “kendi” kelimesi, Türkçede dönüşlülük zamiri olarak adlandırılmaktadır.
Dilimizde sadece bir tane dönüşlülük zamiri vardır, o da “kendi” kelimesidir. Bu kelime cümlede kullanılırken iyelik veya hâl ekleri gibi çekim eklerini alabilir. Sadece “kendi” sözcüğü dönüşlülük zamiri olabildiği için cümlede bulmak çok kolaydır. Bir cümlede “kendi” sözcüğünü gördüğümüz zaman hemen onun dönüşlülük zamiri olduğunu söyleyebiliriz. Bu kelimenin kullanımı Orhun Yazıtları‘na kadar gitmektedir. Kül Tigin Abidesi’nde geçen “Oğuz budun kentü budunum erti.” (Oğuz milleti, kendi milletim idi.) cümlesindeki “kentü” kelimesi, bugünkü “kendi” kelimesinin eski şeklidir.
Gösterge ve Dil Göstergesi Nedir?
Tarih: 28 Mayıs 2016 | Bölüm: Dil Bilimi | Yorumlar: Yorum yok.
Bir kavram olarak gösterge, bir anlamı işaret eden her türlü belirti, iz veya işareti karşılamaktadır. Yani temelde bir anlam boyutu bir de biçim boyutu olan iki şey arasında bir bağ kurmaya dayanır. Her alanda kurulabilen bu bağlara gösterge denir. Kuşkusuz gösterge geniş kapsamlı bir kavramdır, sadece dilde değil sosyal veya doğal yaşamda da bulunur. Fakat bu yazıda özellikle dilsel göstergeler üzerinde yoğunlaşacağız.
Dilimizde anlamı olan her birime gösterge denilmektedir. Daha açık bir tanımla “kendisi dışında bir şeyi gösteren, onun yerini tutabilen, düşündüren ve bir şeye işaret eden nesne, görünüş, kelime veya her türlü belirtiye” gösterge denilmektedir. Bu tanımdan anlaşılacağı üzere bir göstergenin “gösteren” ve “gösterilen” olmak üzere iki yönü vardır. Bizi düşündüren, kafamızda bir şeyi canlandıran her türlü işaret gösterendir. Kelimeler, resimler veya çeşitli simgeler gösteren olabilir. Gösterenlerin işaret ettiği, zihnimizde canlanan her türlü anlam ise gösterilendir.
Bir örnekle gösterge kavramını açıklamaya çalışırsak, “UÇAK” kelimesi bir göstergedir. Çünkü bu kelimeyi gördüğümüzde zihnimizde hızlı bir şekilde uçabilen, kanatları olan bir araç gelmektedir. İşte bu göstergenin gösteren kısmı uçak kelimesi, gösterilen ise uçarak ulaşımı sağlayan araçtır. Aynı şekilde aşağıda örneklenen göstergelerde kelimeler bir dilsel göstergedir. Portakal diyince hepimizin aklına gelen meyve, gösterilendir. Aynı şekilde hepimiz için timsah kelimesi, yırtıcı bir hayvan görüntüsünü zihnimizde çağrıştırır.
Doğrudan Anlatım Nedir?
Tarih: 13 Kasım 2015 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: 4 Yorum var.
Bir başkasına ait bir sözün, hiçbir değişikliğe uğratılmadan ve yorum katılmadan cümle içerisinde ifade edilmesine “doğrudan anlatım” denilmektedir. Genellikle bilim insanlarının, sanatçıların, büyük liderlerin veya günlük hayattaki herhangi bir kişinin sözlerini, yazı veya konuşma dilinde sıklıkla kullanırız. Eğer bu sözlere kendi düşüncelerimizi katar veya sözleri cümlemizin içinde eriterek farklı bir ifadeye dönüştürürsek bu “dolaylı anlatım” olur. Fakat sözleri aynen olduğu gibi ifade ettiğimizde bu doğrudan anlatım olarak kabul edilir.
“Öğretmen, Perşembe günü bu konuyla ilgili bir sınav yapacağım, dedi.” cümlesini söyleyen kişi, öğretmenin sözünü olduğu gibi aktarmıştır. Bu cümlede herhangi bir yorum veya değişiklik olmadığı için doğrudan anlatım kullanılmıştır. Doğrudan anlatım cümleleri genellikle tırnak içerisinde veya iki virgül arasında belirtilecek şekilde gösterilir. Doğrudan anlatımın “yanlış olmayan, doğru olan” şeyleri anlattığı düşünülmemelidir, bu kavram sadece sözleri doğrudan aktarmayı ifade etmektedir.
Örnek: – Atatürk: “Yurtta barış, cihanda barış.” diyerek bütün dünyaya mesaj göndermiştir.
– Hayatında kötülük nedir bilmeyen dedem, “İyilik her kapıyı açan bir anahtardır.” derdi.
– Ben sana sorduğumda, bu kitabı ilk kez okudum, demiştin bana.
– İş çıkışı hep birlikte sinemaya gideceğiz, dediler.
– Abisi, Ezgi’ye “Bir hafta sonra geleceğim.” demiş.
– O sessizlikte Pınar “Şimdi bunun neresi komik?” diyince salonda bir kahkaha patladı.
– Maliye Bakanı, “Asgari ücretin yılbaşından itibaren 1.300 TL olacağını.” söyledi.
– Bir belgeselde “Sivrisinekler yılanlardan daha çok ölüme sebep olmaktadır.” sözünü duymuştum.
– Kemal yaptığı hatanın farkına vararak, “Sizi mahçup ettiğim için üzgünüm.” dedi.
– Ablama “Gelirken bilgisayarımı da getir.” demiştim.
– Bir atasözünde “Gün doğmadan, neler doğar.” demişler, sıkma canını.
– Öğrenciler hep bir ağızdan, “Bilim insanı olacağız!” diye bağırdılar.