Şeyyad Hamza
Tarih: 13 Aralık 2011 | Bölüm: Ş | Yorumlar: 1 Yorum var.
Şeyyâd Hamza, ilim âlemine Fuad Köprülü tarafından yayımlanan bir makale ile tanıtılmıştır. Fuad Köprülü ve onu takip eden bazı araştırmacılara göre; Şeyyâd Hamza XIII. asırda Anadolu Selçuklu Devleti döneminde Anadolu’da yaşamış ve yazdığı dinî-tasavvufî şiirleriyle Ahmed Fakîh’i takip etmiştir. Lâmi’î Çelebi’nin Letâif ‘inde geçen bir fıkraya dayandırılarak onun Akşehir veya yöresinde yaşadığı tahmin edilmektedir. Metin Akar tarafından Ankara’daki Millî Kütüphane’de bulunan bir mecmua içerisinde yer alan Şeyyâd Hamza‘ya ait 50 beyitlik mersiye ilim âlemine tanıtılmıştır.
Akar, kaside nazım şekliyle yazılan bu şiirin sonunda Şeyyâd Hamza’nın Anadolu’da 1348 tarihinde baş gösteren veba salgınından bahsettiğini ifade ederek onun 1348 yılında henüz hayatta olduğunu, dolayısıyla XIV. asır şuarâsından olduğunu haklı olarak ileri sürmüştür (“Şeyyâd Hamza Hakkında Yeni Bilgiler I-II”, Marmara Üniv. Edebiyat Fakültesi Türklük Araştırmaları Dergisi, İstanbul 1987, s. 1-22). Daha sonra Semih Tezcan da bu görüşe katılmıştır.
“Şeyyâd” kelimesinin lügat manasına uygun “sıvacı, kireçli bina yapan” denek mi olduğu yahut başka bir mesleğe mi delâlet ettiği tam olarak belli değildir. Ancak “şeyyâd” kelimesinin kökünde “yüksek sesle söylemek, övmek” manası da bulunduğu için, bu kelime “yüksek sesle manzume okuyan, kıssa anlatan” anlamına da gelmektedir. Şeyyâd Hamza’nın Anadolu’da dolaşıp halka dinî-tasavvufî şiirler söyleyen ve kendilerine belki de “şeyyâd” ismi verilen gezgin lervişler topluluğundan olduğu sanılmaktadır. Hem aruz hem de hece vezniyie azılmış şiirleri vardır.