Sözlü ve Yazılı Anlatımın Özellikleri
Tarih: 19 Aralık 2011 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: 4 Yorum var.
A. Sözlü Anlatımın Özellikleri
1. Bir konuyu, sahip olduğumuz birikimi kullanarak bir plân çerçevesinde anlatmadır.
2. Anlatılacak konu dinleyicileri ilgilendirmelidir.
3. Anlatıcı konuyu detaylarıyla kavramış olmalıdır.
4. Anlatılacaklar, bir plâna göre sıralanmalıdır.
5. Dilin, açık ve anlaşılır olmasına dikkat edilmelidir.
6. İfadeler, duygu düşünce ve hayallerle zenginleştirilmelidir.
7. Kelimelerin ses vurgu ve tonlamalarına uyulmalıdır ve buna dikkat edilmelidir.
Tanzimat Edebiyatı
Tarih: 19 Aralık 2011 | Bölüm: Tanzimat Edebiyatı | Yorumlar: 2 Yorum var.
Tanzimat edebiyatı, Osmanlı devletinin gerileme ve çöküş döneminin başladığı yıllarda, 1839 yılında yayınlanan Tanzimat Fermanı ile başlayan akıma ait bir edebiyat dönemidir. Osmanlı Devleti, içinde bulunduğu karışık durumdan ve işgallerden kurtulmak için, yüzünü batıya dönmeye başlamıştır. Tanzimat edebiyatı, işte bu batı ile kurulan yakınlaşma döneminde ortaya çıkmıştır.
Tanzimat edebiyatı, Osmanlı’daki divan edebiyatından pek çok farklı özellik göstermekedir. İlk olarak deneme, söyleşi, eleştiri, roman ve hikaye gibi türlerde eserler verilmeye başlanmıştır. Dil, daha önceki döneme göre sadeleşmiş ve edebiyat “halk için” yapılmaya başlanmıştır. Aslında bu dönemde düşünceler tam oturmuş değildir ve Tanzimat sanatçıları arasında görüş ayrılıkları da bulunmaktadır.
Bu dönem genel olarak, edebiyatın batıdaki gelişmelerin etkisinde bir nebze millileşmesi ve halka yakınlaşması olarak nitelendirilebilir. Aşağıda Tanzimat dönemi Türk edebiyatına ait sayfalara ulaşabileceğiniz bağlantılar bulunmaktadır:
Birinci Dönem Tanzimat Edebiyatı
İkinci Dönem Tanzimat Edebiyatı
Tanzimat Edebiyatının Oluşumu
Tanzimat Edebiyatının Genel Özellikleri
Tanzimat Döneminin Önemli Temsilcileri
Tanzimat Edebiyatında Edebi Gelişmeler
Tanzimat Döneminde Gazetecilik
Tanzimat Edebiyatında Hikaye ve Roman
Tanzimat Döneminde Şiir
Tanzimat Edebiyatında Felsefe
Tanzimat Döneminde Gazetecilik
Tarih: 19 Aralık 2011 | Bölüm: Tanzimat Edebiyatı | Yorumlar: Yorum yok.
Bu dönemde edebiyatımıza giren yeni türlerin içinde diğerlerine nazaran gazeteciliğin önemi büyüktür. Çünkü; makale, fıkra, haber, röportaj, sohbet, mülakat, anı, gezi, şiir, inceleme vb. Pek çok türün gelişmesinde ve yaygınlaşmasında gazetenin payı büyüktür. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ifade ettiği üzre “bu devirde gazete hemen tüm yeniliği idare eder.”
Gazete, her gün bir toplumdan, bir sorun üzerinde fikir ve görüşe sahip ikinci bir toplum çıkarabilecek kudrette bir çözümleme ve birleştirme organıdır. Gazetenin diğer toplumlara göre bizde farklı bir yere sahiptir. Tanpınar’ın da dediği gibi “hiçbir yerde gazete bizdeki role benzer bir rol oynamamıştır. (…) bütün işaretler ondan gelir. Kalabalık onun etrafında kurulur. Okumayı o yazar. Mekteplerin uzak bir gelecek için hazırladığı ocağı o tutuşturur.”
Gazete sayfaları her gün milyonlarca kişinin beraber toplanıp beraber düşündükleri, konuştukları bir toplantı meydanı gibidir.
Demokratik toplumların hayatında en önemli rolü fikirler oynamaktadır. Fikir özgürlüğününün olduğu her yerde kişiler, çeşitli olanak ve araçlardan faydalanarak fikirlerini savunmak isterler. İşte bu araçların en önemlisi ve etkilisi gazetedir. Gazete: dünyadaki bütün olup biten olayları günü gününe halka bildiren, haberleri kendi görüşü ile yorumlayan, ufkumuzu her türlü bilgiler vererek genişleten düşüncelerimizi aydınlığa götüren basılmış kağıtlar topluluğudur. Tanzimat gazeteciliği ise, halkın görüşünün yanı sıra edebiyatı da değiştirir. Bu gazeteleri okuyanlar, batıdaki yeni dünya görüşü ile karşılaşırlar.özellikle dergilerin çıkışı gazetelerden sonra geldiği için edebiyatla ilgili ilk yazılar gazetelerde yaynlanır.
TANZİMAT DÖNEMİNDE ÇIKARILAN GAZETELER
Tanzimat Döneminde Çıkarılan Gazeteler ve Özellikleri
1. Takvim-i Vakâyı Gazetesi (1831) Ve Özellikleri
2. Ceride-i Havadis Gazetesi (1840) Ve Özellikleri
3. Tercüman-ı Ahval Gazetesi (1860) Ve Özellikleri
4. Tasvir-i Efkâr Gazetesi (1862) Ve Özellikleri
5. Ayine-i Vatan Gazetesi (1866) Ve Özellikleri
6. Muhbir Gazetesi (1866) Ve Özellikleri
7. Terakki Gazetesi (1868) Ve Özellikleri
8. Mümeyyiz Gazetesi (1869) Ve Özellikleri
9. İbret Gazetesi (1870) Ve Özellikleri
10. Musavver Gazetesi (1872) Ve Özellikleri
11. Tercüman-ı Hakikat Gazetesi (1878) Ve Özellikleri
12. Mizan Gazetesi (1886) Ve Özellikleri
13. İkdam Gazetesi (1894) Ve Özellikleri
Tanzimat Edebiyatında Hikaye ve Roman
Tarih: 19 Aralık 2011 | Bölüm: Tanzimat Edebiyatı | Yorumlar: Yorum yok.
Divan edebiyatımızın Leyla ile Mecnun, Hüsrev ile Şirin, Yusuf ile Züheyla, v.b. mesnevilerini; halk edebiyatımızın Kerem ile Aslı, Tahir ile Zühre, Arzu ile Kanber, v.b. öyküleri; meddah öykülerini; Battal Gazi, Hayber Kalesi, v.b. gibi dinsel ve tarihsel öyküleri bir kenara bırakırsak, Avrupa’daki anlamıyla öykü ve roman türleri Türkiye’ye Tanzimat edebiyatı ile girmiştir. Çeviri ile başlayan bu süreç, taklitler ile devam ederek gelişmiş ve kimliğini kazanarak günümüze gelinmiştir.
Edebiyatımızda görülen roman biçimindeki ilk eser, Yusuf Kamil Paşa’nın Fénelon’dan çevirdiği “Telemak”tır (1859). Bu eser özetlenerek çevrilmesine rağmen uzun yıllar (“Ahlak kitabı” olarak görüldüğünden) okullarda okutulmuştur.
Bu ilk dönemde bu tercüme eseri takip eden bir çok eser daha çevrilmişti. Ancak, bu eserlerdeki en büyük sorun “dil“di. Dil oldukça ağırdı. Alışılagelen eski dil kullanımı Batı romanına uygun değildi. İkincisi de batı kültürü ile Osmanlı kültürü arasında ki ahlak farkıydı. Çevrilecek eserler Müslüman ahlakına ters düşmemeliydi.
Türk edebiyatında öykü ve roman alanındaki yerli ürünler, Ahmet Mithat’ın 1870’te basılan “Kıssadan Hisse” ve “Letaif-i Rivayat” adlı öykü kitapları ile verilmeye başladı.
Tanzimat döneminde çeviri eserler için söz konusu olan dil ve ahlak sorunları yerli eserlerin de başlıca sorunları oldu.
Tanzimat Edebiyatı öykü ve roman özellikleri :
1- Tanzimat edebiyatı öykü ve romanında olaylar çoğunlukla günlük yaşamdan veya tarihten alınmıştır; olayların olmuş ya da olabilir izlenimini bırakması gerektiği konusunda bütün Tanzimat romancıları birleşmişlerdir.
2- İlk öykülerde topluluk önünde anlatılan meddah öykülerinin etkisi ve tekniği görülür.
3- Daha ilk eserlerden başlayarak, Tanzimat edebiyatı öykü ve romancılarının bir kısmı halka (Ahmet Mithat, Emin Nihat, Şemsettin Sami, Nabizade Nazım), bir kısmı aydın kişilere (Namık Kemal, Sami Paşazade Sezai, Recaizade Mahmut Ekrem) seslenmeyi tercih etmişlerdir.