Roman Örnekleri
Tarih: 28 Eylül 2011 | Bölüm: Roman | Yorumlar: 5 Yorum var.
Yalnızız
Peyami SAFA
“Samim ayağa kalktı ve odada dolaşmaya başladı. Meralin “r” harflerini nasıl telâffuz ettiğini düşünüyordu. Bilhassa “i”den sonra. Kendisi birkaç defa “güzeldi”yi tekrarladı. Birincide “i” harfinden sonra, “r” ne kadar ihmal edilirse edilsin, T’nin başka harfle çarpışmasından çıkan ve “ş”ye çalan bir ses, ikincide ‘T’nin boş kalan önünde yalnız kendi hafif aksinin çınladığı bir sessizlik meydanı vardı. Fakat birincinin sesi uzak bir ihtimalle, Samimin dikkatinden kaçmış olabilirdi. Sonra, Meral “güzeldir” dediğini söylemek için vakit kaybetmemişti. Kadın sezgisi ve yalan melekesi, o kadar kısa bir an içinde böyle bir izahı yakalayabilir miydi? Şuuraltı endüstrisinin bundan daha ne büyük harikalara muktedir olduğu düşünülürse, yalanın cinsi de, sürati de imkânsız değildi.
Samim hatırladı. Meral daha sonra izahım şöyle tamamlamıştı: “Evde otururken hep şöyle deniz gören, Boğazı gören bir yer düşünmüştüm”. Samim, kızın istanbul sayfiyelerinden birinde bir ev yaptırmakta hâlâ tereddüt eden babasından şikâyetlerini de hatırladı. Şüphesi uzaklaşıyordu. Onun yerine onun kadar ölçüleri yanlış bir emniyet hissi alabilirdi. Kendisini bu hata kutuplarından uzaklaştırmak için, bugün Merali gördüğü andan ayrıldığı ana kadar onun, hatırda kalan bütün sözlerini ve hareketlerini daha sakin bir dikkatin ışığında geçirmek istedi. Sıraya bir türlü hâkim olamıyordu. Onun kapıdan içeri girişini hatırlarken, sıra oturuşuna ve ilk bakışına geldiği zaman, zihni süratle “kavga” kelimesinin sertliği ve argo bahsi, hatta Boğaziçi meselesinin üstünden kaydı, geriye ve ileriye gitti, fakat muayyen bir noktaya nişan almış gibi muntazam bir ritmle sallandıktan sonra hediye üstünde durdu.
Evvelâ Meralin sevincini, sonra hayretini hatırladı. “Feriha’nın rujunun tıpkısı”. Burada beki şuuraltından gelen bir anlayışla, zihnin tuhaf bir ısrarı vardı. Samimi düşünmeğe davet ediyordu. Fakat ne var bunda? Tıpkısı olamaz mı? Olmasa ne çıkar? Meral aldanmıstır. Cümle nasıldı? “Hayret… Çok güzel.. .Feriha’nın…”
Anlatım Bozuklukları – Karma Cümleler
Tarih: 22 Eylül 2011 | Bölüm: Anlatım Bozuklukları | Yorumlar: 1 Yorum var.
Fazlalık, genellikle eş anlamlı kelimelerin bir arada kullanılmasından kaynaklanır:
» Yarı karanlık, loş bir yerde oturdular.
» Henüz sınava daha var.
» Size bir örnek daha vereyim meselâ.
» İptal edilen sınav yinelenecek ve tekrarlanacak.
» Hayat bir yaşam mücadelesidir.
» Problemi çözebilecek alternatif seçenekler sunulabilir aslında.
» Çocukların eğitim ve terbiyesiyle ilgilenmeliyiz.
» Eğer merak etmezseniz anlatmayayım.
» Yaklaşık iki yıla yakın bir zamandır Konya’da oturuyorlar.
» Sorunlarımızı çözmeden meselelerimizi halledemeyiz. İşte bütün problemimiz bu!.
Kısaltmalardan sonra, kısaltmaya dahil kelimenin tekrar söylenmesi fazlalıktır: ÖSS sınavı (Öğrenci Seçme Sınavı sınavı), ÖSYM merkezi (Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi merkezi), GAP projesi (Güneydoğu Anadolu Projesi projesi), TBMM meclisi (Türkiye Büyük Millet Meclisi meclisi), ÜNTV televizyonu (Üniversite Televizyonu televizyonu) gibi.
Anlatım Bozuklukları – Uygulamalar
Tarih: 22 Eylül 2011 | Bölüm: Anlatım Bozuklukları | Yorumlar: 4 Yorum var.
Ekşi yiyecekleri az , acıyı ise hiç yemezdi.
Ekşi yiyecekleri az yerdi, acıyı ise hiç yemezdi.
Bu yazıyı değil okumak, anlamak bile imkânsız.
Bu yazıyı değil anlamak, okumak bile imkânsız.
Ben ona ağabey, o da bana kardeşim derdi.
Ben ona ağabey derdim, o da bana kardeşim derdi.
Toplantıda pasta ve meyve suyu ikram edildi.
Toplantıda meyve suyu ve pasta ikram edildi.
Biricik arzum bu yılki sınavı kazanmak ve iyi bir bölüme girmemizdir.
Biricik arzum bu yılki sınavı kazanmanız ve iyi bir bölüme girmenizdir.
Bu işi ben ve sen yapmalısınız.
Bu işi ben ve sen yapmalıyız.
Kendisine bütün sınıf adına teşekkür eder ve tebrik ederim.
Kendisine bütün sınıf adına teşekkür eder ve kendisini tebrik ederim.
Anlatım Bozuklukları – Örnek Cümleler
Tarih: 22 Eylül 2011 | Bölüm: Anlatım Bozuklukları | Yorumlar: 2 Yorum var.
Sözcüklerin seçiminde yanlışlık yapıyoruz…
Düşüncelerimiz arasında ayrıcalık giderek büyüyor. (ayrım)
Bahçeye ektiğin elma fidanı kurumuş. (diktiğin)
Ali’nin saçları büyümüş. (uzamış)
İnsanlar, hırsızlık, dolandırıcılık, gibi bayağı hünerlerden uzak durmalı. (davranışlardan)
Toplum içinde bu çekimserlik niye? (çekingenlik)
Bu makine iyi resim çekmiyor. (fotoğraf)
İçeri girdi, önce kendini tanıştırdı. (tanıttı)
Her girişimden çekinmez. (Hiçbir)
Anlamca çelişen sözcükleri bir cümlede kullanıyoruz…
Bundan aşağı yukarı tam üç yıl öncesiydi. (olasılık – kesinlik)
Herhalde onlarda gelecek sanırım. (kesinlik – olasılık)
Eminiz ki saat üçte burada olsa gerek. (kesinlik – olasılık)
Bize öyle geliyor ki bunlar kaçmış olsa gerek. (kişisel görüş – olasılık)