Öneri / Tavsiye Cümleleri
Tarih: 18 Ekim 2015 | Bölüm: Dil-Anlatım | Yorumlar: 2 Yorum var.
Cümlenin anlam özelliklerinden öneri cümleleri, bazı konularda yaşanan sorunları aşmak için yapılması gereken davranışlarla ilgili fikir ortaya koymayı amaçlar. Bu cümlelerde ifade edilen şeyin yapılması hâlinde olumlu sonuçların ortaya çıkacağı ön görülür. İkaz (uyarı) cümlelerinden bir yönüyle ayrılır. Uyarı cümlelerinde sonucu önceden kestirilen bir durumu önlemek için daha kesin bir dille talimat verme söz konusudur. Öneri cümleleri ise daha çok nasihat cümlelerine yakındır. Kişinin bir sorunla başa çıkabileceği veya hayatına herhangi bir olumlu etki yapabileceği bir konuda fikirler ileri sürülür.
“Öğrendiklerinin kalıcı olması için, konuyu evde tekrar etmen ve bolca soru çözmen gerekir.” cümlesi bir tavsiye ifade eder; çünkü öğrencinin öğrenmesini kalıcı hâle getirmesi için bir öneride bulunulmuştur. Buna uymak veya uymamak öğrencinin elindedir. “Yağmur yağdığı için arabayı hızlı kullanma.” cümlesi ise bir uyarı ifade etmektedir. Buna uymak hayati bir önem taşımaktadır. Bir durumun daha iyi bir hale gelebilmesi için, bir konuda eksik görülen herhangi bir şeyin giderilebilmesi amacıyla teklif getirmektir aslında öneri cümleleri. “Uyumadan dişlerini fırçalasan iyi olur.” cümlesinde kişinin hayatına olumlu bir şeyler kazandıracağı düşünüldüğü için tavsiyede bulunulmaktadır.
Örnek: – Hep aynı türde kitap okumak yerine, farklı türleri denemelisin.
– Kitaptaki bilgiler üç bölümde verilirse daha kullanışlı olur bence.
– Daldaki elmayı almak için merdiven kullanmalısın.
– Yolculuğa çıkarken yanına bir kitap al ki canın sıkılmasın.
– Farklı tonlarda kıyafetlerle tarz yapmalısın.
– Bu işe sabırlı yaklaşmanız daha doğru olacak.
– Kilolarından kurtulmak istiyorsan düzenli spor yapmalısın.
– Kafanı dağıtmak istiyorsan, piknik yaparak doğayla buluş bence.
– Konuyu iyice anlamak istiyorsan, önce tekrar et, sonra da bol bol soru çöz.
Etkili Ders Çalışmanın İlkeleri
Tarih: 8 Ağustos 2012 | Bölüm: Eğitim | Yorumlar: 32 Yorum var.
Ders çalışmaktan çabuk sıkılan öğrencilerin bayağı arttığını görünce, bu konuda birkaç ilke belirleyip çalışmaları kolaylaştırmanıza yardımcı olmak istedim. İlkeleri belirlemeden önce, öğrencilerin şunu bilmesinde yarar var: Normal koşullar altında ve benzer zekâ gelişimlerine sahip bireylerin öğrenme düzeyleri paralellik gösterir. Yani kişilerin öğrenme becerileri, yaşıtlarıyla genellikle benzer niteliktedir. Elbette öğrenme becerisinde “sayısal / sözel eğilim“, “istek“, “zekâ düzeyi“… gibi etkenler etkili olsa da, “benzer” kişilerin benzer öğrenme güçlükleri çektiğini gördüğümüz için, böyle bir genelleme yapmanın pek de yanlış olmayacağını düşünüyorum.
“Öğrenme” amacıyla yapılan çalışmalarda aşağıda sıralayacağım ilkeler göz önünde bulundurulursa, daha etkili bir çalışma gerçekleştirilebilir:
1. Her şeyden önce dersin içeriğini kavrayabileceğinize inanmanız ve bu yönde kendinizi güdülemeniz gerekmektedir. Ders hakkında eğer bir ön yargı taşıyorsanız, onlardan kurtulmanız gerekir. Örneğin; “Ben matematik dersini başaramam.” demekten uzak durmalısınız. Çünkü inanmak, başarmanın önemli bir kısmını oluşturur. Eğer sürekli kendinizi o dersi başaramayacağınız yönünde bir düşünceye zorlarsanız, psikolojide “kendini gerçekleştiren kehanet” adı verilen durumla karşılaşmanız olasıdır.
2. Dersi başarabileceğinize inandıktan ve bu yönde kendinizi güdüledikten sonra, uygun bir çalışma ortamı hazırlamanız gerekir. Bu çalışma ortamı çalışmayı engelleyecek veya olumsuz yönde etkileyecek bütün öğelerden arındırılmış olmalıdır. Mümkünse herkesin sıkça girip çıkmadığı özel bir odada, çevrede dikkatinizi dağıtacak şeylerin bulunmadığı bir yerde ders çalışmaya özen gösterin. Eğer bilgisayara çok fazla vaktini ayıran biriyseniz, bilgisayar masasında ders çalışmaktan kaçının. Veya çevrenizde sürekli bakışlarınızı ve dikkatinizi ona kaydırabileceğiniz bir nesne (oyuncak, süs eşyası, resim…) varsa, onları kaldırmayı deneyin. Ortamın sıcaklık, ışık, hava, ses… gibi yönlerden uygun olmasına dikkat edin. Çalışma sırasında oturacağınız sandalyenin – koltuğun çok sert veya çok yumuşak olmamasına özen gösterin.