Cengiz Han Kimdir?
Tarih: 2 Ekim 2015 | Bölüm: Türkçülük | Yorumlar: 6 Yorum var.
Büyük Moğol kağanı Cengiz Han’ın hayatı, askeri kişiliği, yasaları, Türk mü yoksa Moğol mu olduğu gibi konular ara ara gündeme gelmekte ve çok merak edilmektedir. Bu konularla ilgili sizlere belli başlıklar altında sunacağımız bilgiler, Moğolları tek çatı altında toplamayı ve dünyanın en büyük devletlerinden birini kurmayı başaran Cengiz Han’ı sizlere tanıtmayı amaçlıyor. Aynı zamanda zalim ve barbar ilan edilen Cengiz Han’ın, yaşadığı dönemin şartlarıyla tarafsız bir değerlendirilmesini yapmaya çalışacağız.
Cengiz Han, her şeyden önce tarihe damgasını vurabilmiş nadir devlet adamlarından biri olarak görülmelidir. Kuşkusuz katı kuralları ve bazen acımasız tutumlarıyla bugünkü adalet ve savaş kavramlarını alt üst ediyor olabilir. Fakat dünyanın neredeyse yarısına hâkim olduğu sınırlar içerisinde büyük bir devlet nizamı yaratmak kolay değildir. Onu, bir kelle avcısı olarak nitelendirmeden sosyal ve kültürel hayata neler kazandırdığını da görebilmeliyiz. Sanata ve bilime verdiği önemi, sağladığı din ve vicdan özgürlüğü ve eşitliğe dayalı sosyal devlet düzenini takdir etmemek, haksızlık olacaktır.
Ergenekon
Tarih: 1 Mart 2013 | Bölüm: Efsane, Ergenekon | Yorumlar: 10 Yorum var.
Ergenekon efsanesi veya destanı, Türklüğün yeniden dirilişini anlatan binlerce yıllık bir sözlü edebiyat ürünüdür. Ergenekon ise, bu destanda rivayet edilen yere verilen addır. Bugünlerde ismi bir hukuk davasına verilmiş olduğu için televizyonlarda sıkça duyulan Ergenekon, aslında Türkler için kutsaldır; çünkü ulusumuzun yeniden ortaya çıktığı bir dönüm noktasıdır.
Ergenekon, Türklerin 12 hayvanlı takviminde yılbaşı olarak kutlanmaktadır ve bu tarih bugün kullandığımız takvime göre 21 Mart‘a karşılık gelmektedir. Tam bu tarihte, Yenigün (Nevruz) Bayramı’nın kutlanıyor olması, sizce bir tesadüf müdür? Kuşkusuz bu Türk bayramı, ulusumuzun yeniden ortaya çıktığı güne ithafen “Yeni Gün” bayramı olarak adlandırılmış ve binlerce yıldır kutlanagelmiştir.
Aşağıda, Ergenekon ve destanlar üzerine hazırlanmış içeriğe ulaşabileceğiniz bağlantılar bulunmaktadır. Merak ettiğiniz birçok konu hakkında bilgi ve belgeler görebileceğiniz içeriklerimize bağlantılardan ulaşabilirsiniz.
Ergenekon Efsanesi
Tarih: 22 Şubat 2013 | Bölüm: Efsane | Yorumlar: Yorum yok.
Bu kutsal kitabın girişinde de söylendiği gibi Moğol boyları, genel olarak Türk boylarının bir bölümüdür. Bu her iki kavmin de, şekilleri ve dilleri birbirine benzer. Bunların hepsi de, Nuh Peygamber’in oğlu olan Bulca-Han’ın soylarından türemişlerdir.
Bulca-Han, bütün Türk kavimlerinin atası idi. Aradan bir çok asırlar ve uzun zamanlar geçmiştir. Elbette ki bu uzun zaman içinde, olayların bir çokları unutulmuştur. Türklerin başlangıçta, kitapları ve yazıları yoktu. Bunun için de tarih olaylarını yazamamışlardı. Onların belirli ve eski bir tarihleri de yazılmış değildi. Onun için şimdi söylenen tarih olayları da, çok yakın zamanlarda söylenenlere ve nesilden nesile anlatılan bilgilere göre öğrenilmiştir.
Bu boyların oturdukları yerler ve yurtları, hep birbirine bitişiktir. Bunun için de her boyun oturduğu yurdun, nereden nereye kadar uzadığı, herkes tarafından bilinir. Onların bütün yurtları, Uygur’ların sınırlarından, Hıtay ve Cürçet ülkelerine kadar uzanır. Bu yurtların yerine şimdi Moğolistan adı verilir. Ki bu yerlerin adları ile, onlarla ilgili bilgiler, daha önceki bölümlerde verilmişti.
Moğolların Ergenekon Efsanesini Uyarlaması
Tarih: 13 Şubat 2013 | Bölüm: Efsane, Ergenekon | Yorumlar: Yorum yok.
Söylediklerine göre bu körükleri, en soylu ve baş boy olan Kıyan boyuna bağlı olan kişiler üflemişlerdi. Körüklerin başında onlar vardı. Bununla beraber, Negüs ve Uriyangkat boylarının da, körüklerin işletilmesi işinde onlara yardım ettikleri söylenir. Başka boylar da, Ergenekon’da körük çektiklerini iddia ederler ama; onların bu iddialarına kimse değer vermez. Bilhassa adı geçen bu boylar, onların bu sözlerini yalanlarlar.
Ergenekon’da yaşarlarken, Negüs ve Kıyan boylarından ayrılma yolu ile bazı başka boylar da meydana gelmişti. Mesela bunlardan birisi Kongkrat boyu idi. îleride bu boy hakkında çok geniş bilgi verilecektir. Yine söylediklerine göre bu boy, herkesten önce ileri fırlamış ve kimseye sormadan, danışmadan, öbür boyların ocaklarını, ateşlerini de çiğneyerek dışarı çıkmış imiş. Böyle hiç kimseye sormadan, pervasızca herkesin ocağını çiğneyerek çıkan bu boyun Tanrı da cezasmı vermiş ve onların ayakları ile bacakları, bir hastalıktan dolayı ağrır olmuş.
Herkes, Kongkratların ayak ağrılarının bundan ileri geldiğini söyler ve buna böyle inanırlar. Şimdi, Ergenekon adlı bu yerde, bir Moğol kabilesi oturmaktadır. Kurasını görenler, o yerin o kadar sarp bir yer olmadığını söylerler, öyle anlaşılıyor ki, “geçidi parçalayıp, açtık” demelerinden maksat “kendimize yeni bir yol ve çığır açtık” demek sureti ile, kendi kendilerine göre bir fikir savunuyorlardı.