Mesnevi / Mevlana Celaleddin-i Rumi
Tarih: 9 Aralık 2011 | Bölüm: Mevlana | Yorumlar: 1 Yorum var.
Mesnevi yahut diğer adıyla Mesnevî-i Manevî Mevlânâ‘ın en çok okunan ve hayranlık uyandıran 6 ciltlik eseri olup, mesnevî nazım şekliyle yazıldığı için bu adı almıştır. Şimdi de mesnevi denildiği zaman akla hemen bu eser gelmektedir. Mevlânâ, Mesnevi-yi yazmaya, Hüsameddin Çelebi’nin, kendisinden Senâ’î’nin Hadîka’sı veya Attâr’ın Maniıku’t-tayr’ı vezninde, irfan sırlarını, tarikat usullerini açıklayan bir eser nazmetmesini teşvik ve arzu etmesi üzerine başlamıştır.
Mevlânâ, Hüsameddin Çelebi’nin bu teklifinden önce böyle bir eser yazmayı düşünmüş ve ilk 18 beytini yazmış durumdaydı. Yazmış olduğu bu 18 beyti Hüsameddin Çelebi’ye verdi. Bundan sonraki kısımlar Mevlânâ’nın her yerde, her vesile ile Hüsameddin Çelebi’ye yazdırması suretiyle vücuda gelmiştir. Birinci cilt 657-660/1259-1263 yılları arasında tamamlanmış, uzunca bir aradan sonra 662/1264 tarihinde ikinci cilt yazılmaya başlanmış ve hiç ara verilmeden bütün eser Mevlânâ’nın ölümüne (672/1273 tarihine) yakın bir zamanda tamamlanmıştır.
Mesnevî’nm üslûbu son derece alçıcıdır. Beyitler büyük bir sür’at Ve heyecan içinde yazılmış olduğundan fazla özenilip işlenmemiştir. Sonraki müsten-sihler bazı üslûp ve özellikle vezin aksaklıklarını düzeltmişlerdir. Mevlânâ didaktik bir eser olan Mesnevî’de, belirli bir plana göre hareket etmemiştir. Herhangi bir münasebetle bir hikâyeyi anlatırken, çok kuvvetli olan tedai kabiliyetiyle başka bir hikâyeyi hatırlamış; o hikâye, kendisini dinî, insanî konulara sürüklemiş, derken bir başka hikâyeyi, bir başka olayı hatırlayıp onu anlatmaya başlamıştır. Bu şekilde devam ederken tekrar ilk hikâyeye dönüp onu bitirmiştir. Onun bu üslûbu aynı zamanda eseri okuyanları meraklandırıcı ve sürükleyici bir etki oluşturur.