İnternetin Yararları ve Zararları Nelerdir?
Tarih: 26 Ağustos 2019 | Bölüm: Bilgisaçar | Yorumlar: 6 Yorum var.
Bilginin ve iletişimin küresel boyutlara taşınmasını sağlayan internet, ülkemizde 1993 yılında kullanılmaya başlanmıştır. Dünyanın hemen her yerinde olduğu gibi ülkemizde de öncelikle iletişim ağlarının geliştirilmesi, bilginin çok kolay bir şekilde ulaşılabilir hâle gelmesi, belge ve dosyaların genel bir ağ üzerinden gönderilebilmesi boyutuyla gelişmeye başlamıştır. Bu işlevine ek olarak internet üzerinde sosyal medya organları oluşmuş, elektronik ticaret yapılmaya başlanmış, çok yönlü iletişim ortamları meydana gelmiş, etkileşimli uygulamalar ve oyunlarla internet her evin vazgeçilmezi hâline gelmiştir.
Günümüzde gelişen teknolojik aletlerin birçoğu boyut olarak küçülmekle birlikte, çok büyük işlevleri karşılar hâle gelmektedir. Cihazlar küçülürken, işlevlerinin artmasını pek çok noktada internete borçludur. Çünkü internet sayesinde uzak noktalarda depolanan bilgiler ve yapılan işlemler artmıştır. Bu nedenle bugün geliştirilen teknolojik aletlerin çok büyük bir kısmı, internet altyapısını kullanmaktadır. Bu da internetin günümüz teknolojisini olmazsa olmaz bir öneme kavuşturmuştur.
İnternet her gün hayatımızın daha fazla içine girmekte, onunla geçirdiğimiz süre ve etkileşim gitgide artmaktadır. Hâl böyle olunca internetin toplumsal ve bireysel yaşamda devrim niteliğindeki katkılarının yanı sıra, olumsuz yönleri de ortaya çıkmıştır. Özellikle insanların sosyal medyaya çok fazla anlam yüklemesi ve onunla günün büyük kısmını geçirmeye çalışması, sosyal ilişkilerin zayıflamasına ve kişilerin daha pasif bir yaşam sürmelerine neden olmaktadır. Bununla birlikte özel hayatın gizliliği ve toplumun ahlâk kuralları da çöküntüye uğramıştır.
Sanal Bilgi Kaynaklarına Erişim Sorunları
Tarih: 14 Mart 2013 | Bölüm: Teknoloji | Yorumlar: Yorum yok.
Günümüzde bilgi teknolojisinin gelişmesiyle birlikte bilgi kaynaklarına erişim olanakları farklılaşmış ve genel ağ (internet) üzerinden yapılan bilgi paylaşımları artmıştır. İnternet erişim olanaklarının artmasıyla birlikte, internet üzerinde araştırmacılara sunulan bilgi kaynaklarının kapsamı artmıştır. Bu gelişmelerle birlikte internet, elektronik ansiklopedi olma gibi bir işlev yüklenmiştir. Sanal ortamın e-kütüphane gibi hizmetler sunabilmesiyle, araştırmacıların internet üzerinden elektronik bilgi kaynaklarına ulaşma eğiliminde de artış olmuştur.
Bu gelişmeler özellikle eğitsel – akademik çalışmalara farklı ortamlar sunuyor olmakla birlikte, kuşkusuz ki ciddi bir sistem desteğine gereksinim duymakta, sanal ortamda oluşturulan bilgi merkezlerinin düzenli ve güvenli olarak işleyebilmesi için altyapı çalışmalarıyla sağlıklı bir paylaşım ortamı oluşturmayı gerektirmektedir.
Bilgi kaynaklarına erişim, hem toplumun bilgi teknolojilerini kullanmadaki yetkinliğinden hem de paylaşılan bilgilerin niteliklerinden önemli ölçüde etkilenmektedir. Bu durum, e-kaynakların bireylere sunduğu işlevsel yardımın niteliğini de etkilemektedir. Bilgi kaynaklarına ulaşmada karşılaşılan genel kullanım sorunlarını şu başlıklar altında açıklayabiliriz:
1. Bilgi Sistemlerindeki Çeşitlilik: Elektronik ortamda paylaşılmak üzere hazırlanan bilgi kaynakları, onlara ulaşacak insanlara çok farklı yollarla sunulabilmektedir. Sanal ortam, çok hızlı değişen ve sık sık güncelleştirilmesi gereken dirik bir yapı olduğundan, bilgi kaynağı sunma hizmeti veren kişiler bu konuda duyarlı olmalı ve kullanıcıları bilgiye en kısa yoldan yönlendirebilmelidirler.
Taklitlerimizden Sakının!
Tarih: 9 Ağustos 2012 | Bölüm: Günce | Yorumlar: 11 Yorum var.
Yeryüzündeki birçok üründe olduğu gibi, internet sitelerinde de taklitlere çok sık rastlanabiliniyor. Çoğu kişinin pek uygun görmediği bu durum, ne yazık ki insanları kaliteli çalışmaları paylaşmaktan uzaklaştırıyor. Evet, çalışmaları başka yerlerde kullanılamayacağı biçimlerde yayımlamak mümkün; fakat bu da hem zahmetli oluyor hem de insanda sanki çalışmayı bir yere hapsediyormuş gibi bir his uyandırıyor.
Emeğe saygının kalmadığı şu dönemlerde, açılan birçok ağ kümesinin (web sitesinin) üç beş saat sonra taklidi çıkabiliyor. Günlerce emek çekerek oluşturduğunuz yazılar, resimler veya diğer belgeler, iki saniyelik bir işlemle başka ağ kümelerine taşınıp, kaynak belirtilmeden kullanılıyor. Ne yazık ki Türkiye’de özellikle sanal ortamda kişiler paylaştıkları içeriğin kaynağını belirtmekten kaçınıyorlar.
Hâlbuki kaynak belirtmek, bir bakıma o içeriği oluşturan, onun oluşturulmasında emeği olan kişiye bir teşekkürdür. Fakat birçok kişi bunun bilincinde değil. Bunun dışında bazı kişiler, resmen “aşırıcılık” yapıyorlar. On dakikada kurdukları bir sistemle, sanal ortamdaki bütün yazıları özensizce kendi sitelerine kopyalayıp, sonra da “Paylaşım yaptım!” diye bir köşeye kuruluyorlar. Söz gelimi, birçok öğrencinin isteği üzerine derleyerek sunduğum “… Türünün Tarihi Gelişimi / Temsilcileri” başlıklı yazıların tamamı, en başta bu ağelinde paylaşılmasına rağmen, şu anda en az bin tane sitede bulunmaktadır. Gidip gezin o siteleri, hiçbirinde kaynak bulamazsınız. İşte bunlar, kişileri güzel çalışmalar yapmaktan soğutuyor.
Bilgisayar Bağımlılığı
Tarih: 30 Temmuz 2012 | Bölüm: Teknoloji | Yorumlar: 22 Yorum var.
Bilgisayarın yaşantımıza girmesiyle birlikte kuşkusuz onun işlevleriyle birçok şey daha kolay hâle geldi. Özellikle devlet dairelerinde bilgisayarların kullanımıyla hem zamandan tasarruf ediliyor hem de bazı kayıtlar artık bilgisayar belleklerine kaydedilerek gereksiz kağıt israfı yapılmamış olunuyor.
Devlet dairelerindeki kolaylıklar, toplumuzun yaşam biçimini de olumlu yönde etkiliyor. Her ne kadar gün geçtikçe gereksinimlerimiz artıyor ve buna bağlı olarak bilgisayar teknolojisinin imkânları zorlanmaya çalışılıyorsa da, bugün LYS, SBS, KPSS ve ALES gibi sınav kayıtlarının bile ağ ortamından yapılması, bilişim ortamındaki gelişmelerin yaşamımızı olumlu yönde etkilediğini tartışılmaz kılmaktadır.
Bilgisayarın yaşamımızı ne kadar kolaylaştırdığı tartışılmazken; bunun kişi bazındaki etkileri korkunç düzeydedir. Bilgisayarın gerçekten ucuzlaması ve artık televizyon gibi her eve girebilecek duruma gelmesi, gününü onunla geçiren insanların da artmasına neden olmuştur. Yaşamını “bilgisayar” temelinde biçimlendiren insanların artması da, toplumumuzda “bilgisayar bağımlılığı” diye bir hastalığın ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır.
Bilgisayara gerçekten gereğinden çok vakit ayıran biri olarak, toplum içerisinde bilgisayara bağımlı insanların arttığını rahatlıkla görebiliyorum. “Hakkımda” adlı yazımda belirttiğim biçimde, yaşamını benim gibi “bilgisayar öncesi” ve “bilgisayar sonrası” olarak ayıran binlerce insana rastlamak günümüzde mümkün. Fakat bilgisayara çok vakit ayıran veya internete çok sık bağlanan insanların hepsini “bilgisayar bağımlısı” olarak nitelendirmek bence doğru değildir. Bilgisayar kullanımının “bağımlılık” olarak görülebilmesi için; tıpkı “uyuşturucu” ve “sigara“da olduğu gibi “yaşamını onsuz idare ettirememe” düşüncesinin kişide yerleşmiş olması gerekmektedir. Kişi bilgisayarsız ortamlarda kendini mutsuz hissediyorsa, başka şeylerle meşgulken bile bilgisayarı düşünüyorsa bağımlılık süreci içerisine girdiği kabul edilmektedir. Hatta ileri düzeyde bilgisayar bağımlılarının, bilgisayardan bir süre uzak kalınca tıpkı uyuşturucu bağımlıları gibi “titreme“ye başladıkları bile görülmüştür.