Bir Kere Yücelmiş Olmaya Görsün!
Tarih: 13 Mart 2013 | Bölüm: Felsefe | Yorumlar: 1 Yorum var.
İnsanlar doğaları gereği sürekli kendilerine rakip olarak gördükleri kişilerle çekişme durumundadırlar. Bunu bazen kabul etmez ve çeşitli ifadelerle bir yarış içerisinde olmadıklarını ve hatta bazen “rakip tanımadıklarını” ifade ederler. Bu söylemlerinin altında da büyük olasılıkla yine bir yarış duygusu vardır.
Duygularını yaşamına çok kolay yansıtan insan, yaşamı içerisinde bazı konularda kendilerinden daha uzman, bilgili, yetenekli, yüce… insanlara sürekli taş atar. Bu taş atma olgusu, çoğu zaman çekememezliğin sonucunda oluşur. Bu davranışıyla kişi, önce kendi psikolojisini olumsuzluklar üzerine kurmaya başlar; sonra ise çevresindeki başarılı insanları hasetlikle kaybetmeye başlar. Yani hem kendisini hem de sosyal çevresini büyük ölçüde yaralar.
Birçoğumuz elma, armut, erik… ağaçlarındaki meyvelere ulaşmak için çabalamışızdır. Bu çabalardan biri –bazen de en sonuncusu– genellikle “taş atarak meyveyi aşağı indirme”dir. Yere indirilen, sonuçta yere indirildikten sonra mideye indirilecek ve çoğu zaman basit bir maddedir. Fakat onu ele geçirmek için kararlılık gösteren birisi için, o basit madde artık büyük bir hedeftir. Buradan da anlaşılacağı üzere genellikle olumsuz durumlar için kullanılan “taş atma” sözcük öbeği, burada da herhangi bir yönden kazanım elde etmek için kullanılmıştır. Atalarımız da bu olguyu anlatmak için “Meyve veren ağaç, taşlanır.” demişlerdir.