Yanlış Kullanılan Deyimler ve Atasözleri
Tarih: 21 Ekim 2016 | Bölüm: Türkçe | Yorumlar: Yorum yok.
Atasözleri ve deyimler, bir milletin dil zekâsını ortaya koyduğu önemli söz varlığı ögeleridir. Bu kalıplaşmış sözlerin ortaya çıktığı dönemdeki şartlar ve bu yapıyı kullanan insanların dil becerileri zamanla değişiklik gösterdiğinden, bazı atasözleri ve deyimler uzun zaman dilimi içerisinde bazı bozulmalar yaşayarak aslından farklılaşmıştır. Bu farklılaşmalar bazen yerinde eğreti duran ve anlamsız olduğu çok belirgin kelimelerden belli olmaktadır. Bazı atasözü ve deyimler ise yepyeni bir anlamı öğütler hâle gelecek şekilde değişmişlerdir.
Yanlış kullanılan deyimler veya atasözleri, birçok dilde var olan “dil erozyonu” diye tabir edebileceğimiz bir etkinin sonucudur. Zamanla toplumun dil zekâsının körelmesi, toplumun alelâde konuşma temayülü içerisinde olması, kelimelerin ses yönüyle çok benzer olduğu başka kelimelerle karıştırılması veya bu değişikliklerin muziplik adına bilinçli olarak yapılması gibi nedenler, dilde yozlaşmaya ve bozulmaya yol açar. Türk dilinin gücünü ve köklülüğünü gösteren atasözleri ve deyimlerimiz de bu sığ düşüncenin etkisiyle bu şekilde “galat” hâlini almaya devam etmektedir.
İrsal-i Mesel – Atasözü Kullanma Sanatı
Tarih: 16 Ekim 2011 | Bölüm: Söz Sanatları | Yorumlar: Yorum yok.
Dizelerde bir atasözü ya da deyimi kullanma, açıklama sanatıdır. İrsal-ı mesel, atasözlerini kullanarak yapılan bir söz sanatıdır. İrsal, göndermek, mesel ise atasözü manasına gelir. Şiirde anlamı pekiştirmek, anlaşılır kılmak için yazıya konuyla ilgili atasözü koyarak yapılır.
ÖRN: Meseldir, gülşen-i âlemde bir gülle bahar olmaz.
İrsal-ı mesel: Söze güç katmak amacıyla bir dize ya da beyitte atasözü niteliğinde özlü söz kullanma sanatına irsal-ı mesel denir. İrsali mesel sanatında ortaya konan söz hiçbir zaman atasözü değil, atasözü değerinde, doğruluğu herkes tarafından kabul edilen, üzerinde tartşılmayacak kadar açık olan bir sözdür.
“Fani Karac’oğlan fani,
Veren alır tatlı canı,
Yakışmazsa öldür beni,
Yeşil bağla ala karşı.
Karacaoğlan
Sözcükte Anlam
Tarih: 17 Eylül 2011 | Bölüm: Sözcükte Anlam | Yorumlar: 12 Yorum var.
Sözcük ve eş anlamlısı olan kelime, en kısa tanımıyla anlamlı ve işlevli ses veya ses birliğidir. O, gelmek, at, güzel, çocuk, ile, bu, ve, ah örneklerinin hepsi birer sözcüktür. Bu tanıma göre bu metinde araya bir boşluk bırakılarak yazılan her birliğin bir sözcük olduğu yargısına kimse itiraz etmeyecektir. Bununla birlikte bir metinde gelmek fiili, geldi, geliyor, gelmiş, gelen vb. farklı biçimlerde ortaya çıkabilir. Bunların her birini sözcük olarak saymak yanlış olmaz. Ancak bunların her biri aynı sözcüğün farklı bir ekle çekimlenmiş biçimidir ve taşıdıkları anlamlar sözlükte tek bir maddede verilir. Buna karşılık arapsaçı, açgöz, şeytan tüyü, arı kovanı gibi birden çok sözcükten meydana gelen örneklerde her bir örneğin sözlüklerde bulabileceğimiz anlamları vardır. Buna rağmen bitişik yazıldıkları için arapsaçı ve açgöz tek sözcük sayılırken, ayrı yazılan şeytan tüyü iki, arı kovanı gibi ise üç sözcük kabul edilecektir.
Sözcük, çoğu zaman, dilin kendi başına anlamı olan en küçük parçası, diye tanımlanır. Ağaç, hayal, dost gibi sözcükler buna örnektir. Bazı sözcükler ise tek başına anlam taşımayıp diğer sözcüklerle bir araya geldiğinde belli bir anlam ifade eder: için, gibi, göre vs. Sınavlarda sözcük anlamına dayalı sorular değişik soru biçimleriyle karşımıza çıkar. Kimileri “Aşağıdakilerden hangisinde altı çizili sözcük mecaz anlamıyla kullanılmıştır?” gibi bilgiye dayalı olduğu halde, kimileri “Aşağıdakilerden hangisinde “gün” sözcüğü ötekilerden farklı anlamda kullanılmıştır?” gibi sözcüğün cümle içindeki yorumuyla ilgilidir. Hatta yoruma dayalı sorular sözcük anlamıyla ilgili soruların çoğunu oluşturur.
Sözcük terimiyle ilgili içinden çıkılması zor başka durumlar da vardır: dişe diş “aynı biçimde, aynı araçları kullanarak“, baş başa “birlikte, beraberce” örnekleri ayrı yazılmış sözcüklerden meydan gelmekle birlikte sözlük anlamlan olan birliklerdir. Ayrıca üzümünü ye bağını sorma gibi cümle boyutunda olmakla birlikte aslında “yararlan, ama kaynağını araştırma” anlamına gelen bir deyimdir. Tek bir sözcükten ibaret olan öğeler de cümle olabilir: Dur!