Atatürk’ün Eğitim Hayatı
Tarih: 3 Haziran 2013 | Bölüm: Atatürk | Yorumlar: 2 Yorum var.
Mustafa Kemal, daha sonra babasının kendisine miras olarak bıraktığı şeyleri ne kadar iyi öğrendiğini gösterecekti. Babasının ölümünden sonra annesinin arzusu doğrultusunda kendisini bürokraside kariyer edinmesi için hazırlayacak olan bir okula kaydoldu. Fakat Selanik caddelerinde gördüğü askeri üniformalarıyla dolaşan gençleri kıskanan Mustafa Kemal’in kafasında eğitimiyle ilgili başka fikirler bulunmaktaydı.
O, zaten her şeye gücü yeten düş gücüyle desteklenen, erken gelişmiş ve etkiye açık bir özerklik hissi ortaya koymaya başlamıştı. Annesine haber vermeksizin özerklik ve muktedirlik hissinin geliştiğini ortaya koyan bir adım attı; askerî okula giriş sınavına girdi ve bu sınavda başarılı oldu. Sınavda başarılı olması, hem onun vefat etmiş olan babasıyla kendisini özdeşleştirmesini güçlendirdi, hem de annesinin kendisini özel biri olarak görmesi hususunu da kendisinin de bilinç altında verdiği destekle daha da kuvvetlendirdi.
Zübeyde Hanım, Mustafa Kemal’in özel olduğu duygusunu daha da geliştirirken, bu durum, kendi kendini gerçek haline dönüştüren bir kehanet haline dönüşecekti. İleride Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere büyüyüp olgunlaşacak olan küçük Mustafa gerçekten özel biriydi.
Başka belirleyici nitelikte olan, bir olay onun askeri okuldaki eğitimi sırasında ortaya çıktı. Mustafa Kemal, yine Mustafa adını taşıyan öğretmeninin rehberliğinde matematik dersinden çok hoşlanmaktaydı. Anlaşıldığı kadarıyla kendisiyle öğrencisi arasında bir ayırım yapmak amacıyla öğretmeni ona Kemal, yani mükemmel biri lakabını verdi. Bu isim Mustafa Kemal’in kendisinin özel biri olduğunun farkında olmasına da uygun düşmekteydi ve bundan sonra hep onunla birlikte anılacaktı. Bundan sonra o artık Mustafa Kemal olarak bilinecekti.
Hızlı ve Kolay Test / Soru Çözme Teknikleri
Tarih: 11 Ağustos 2012 | Bölüm: Eğitim | Yorumlar: 2 Yorum var.
Soruların soruluş tarzı da bizim başarımızı etkileyen unsurlardandır. TEOG, LYS veya KPSS klâsik tarzda soruların sorulduğu bir sınav değildir. Bu nedenle çoktan seçmeli soru tiplerini, bu sorulara nasıl yaklaşılması gerektiği önemlidir. Biz bu konuyu da başarmanız için önemli gördük ve bu kitabın sınırları içine koyduk.
Pek çok öğrenci çoktan seçmeli test sorularını diğer sınavlara tercih ederler, çünkü cevabı içinde olan sorulardır. Özellikle bilgi sorularında hafızanıza yüzde yüz yüklenmeseniz de olur. Yani sizin için hatırlatıcı özellikte sorulardır. Pek çok öğrenci bu tip sorular sayesinde okuldaki sınavlardan geçmiştir. Diğer sorulara oranla cevaplandırılması daha kolaydır.
Hele bir de bu tip sınavlara alışıksanız ve eleme yöntemini kullanabiliyorsanız, tam olarak bilgi sahibi olmadığınız konularda bile başarı sağlayabilirsiniz. Bu tip soruların tek riskli yanı çeldirici şıklara takılmanızdır. Çeldirici şıkla doğru şık arasında muhakeme gücünüzü kullanabilirseniz, bu sıkıntıdan kolayca kurtulursunuz.
Soruyu çok fazla okuyarak kafanızı karıştırmayın, ayrıntılara girip yanlış yola girmeyin. Özellikle anlam bilgisiyle ilgili sorularda fazla derin düşünmemeye çalışın. Anlam bilgisi yoruma uygun sorular olduğu için zorlarsanız, ilgisiz yorumlarda bulunursanız aşağıda verilen 5 seçenekten 5’i de cevap olarak görünebilir. Birçok öğrenci ilk okuduğu ve cevaplandırdığı seçeneğin doğru olduğunu söyler, bu doğrudur. Çünkü ikinci ve üçüncü okuyuşunda ilgisiz yorumlarda bulunduğu için, daha derin düşündüğü için yanlış yapma olasılığı da artar.
Okulda Şiddet Nedir? / Alınacak Önlemler
Tarih: 30 Ekim 2011 | Bölüm: Eğitim | Yorumlar: 6 Yorum var.
Okullardaki eğitim öğretim çalışmalarının daha özgür bir ortama kavuşmasıyla birlikte, niteliği daha yüksek bir eğitimin gerçekleştirilebileceği düşünülürken, okul içindeki öğrenci – öğrenci ve öğrenci – öğretmen ilişkilerinde gözle görülür bir gevşeme ortaya çıkmıştır. Çünkü sağlıklı bir bilinç yapısına sahip olmayan bireyler için özgürlüğün sınırı yoktur. Bu sınır tanımamazlık, başkalarının herhangi bir alanda kısıtlanmasına neden olduğunda, şiddetin ilk adımı olan “duyguların yıpratılması” ile karşılaşmak olasıdır.
Okulda şiddet, okul iklimi üzerinde olumsuz sonuçlar üreten, öğrencilerin öğrenme süreçlerine zarar veren, onların gelişimlerini engelleyen, saldırgan ve suç benzeri davranışları tanımlamayan ve Sosyoloji – Psikoloji disiplinleri içerisinde ele alınan önemli konulardan biridir.
Okullardaki şiddet, değişik nedenlerden kaynaklanabilir ve çok yönlüdür. Sorun, yalnızca öğretmenlerin veya idarecilerin öğrenciler üzerinde baskıcı tutumlar içerisinde olması değildir. Şiddet, öğretmenlerden veya okul içinde güvenliğin sağlanmasında önemli görevleri bulunan okul idaresinden bağımsız bir biçimde, tamamen öğrenci odaklı olarak da ortaya çıkabilir. Özellikle toplumda meydana gelen yozlaşmalar ve şiddet yanlısı eğilimler, öğrencileri büyük oranda etkilemektedir. En değersiz konuları bile şiddete dönüştürebilecek eğilimde bulunan gençler, çoğu zaman şiddetin kaynağı durumunda oldukları gibi, aynı zamanda şiddetin etkisinin de odağı konumundadırlar.
İdeal Öğretmen Nasıl Olmalıdır?
Tarih: 30 Ekim 2011 | Bölüm: Eğitim | Yorumlar: 2 Yorum var.
Eğitim bilimleri alanında yapılan araştırmalar neticesinde, en iyi öğretme / öğrenme etkinliklerinin nasıl gerçekleştirilmesi gerektiği ortaya koyulmuştur. Ülkemizde son yıllarda büyük önem kazanan “yapılandırmacı yaklaşım“, bu temelde ortaya çıkmıştır. Yapılandırmacı yaklaşım, eğitim / öğretim faaliyetlerinin düzenlenmesinin yanında, “ideal öğretmen“in belirlenmesinde de önem taşımaktadır.
İdeal öğretmen, yapılandırmacı yaklaşımın gerektirdiği biçimde, öğrenme / öğretme etkinliklerini iyi planlamak; eski “geleneksel” tutumlardan vazgeçip, “öğrenci merkezli” öğretmeye doğru yol almak; düşünen, sorgulayan, araştıran, eleştiren, çok yönlü okuyan bireyler yetiştirebilmek için öğrencileri etkin kılmalıdır. Ürün kadar öğrenme sürecine de önem vermek gerekir. Öğrenme / öğretme ortamlarını iyi düzenleyebilmek, öğrencilerin beş duyu organını etkileyerek ve onlara zengin öğrenmeler yaşatacak ortamları yaratabilmek, bireysel farklılıkları göz önüne alıp, bilgi teknolojilerini düzenle ve etkili bir biçimde kullanabilmek de ideal öğretmenin özellikleri arasında yer almalıdır.
Aslında herkesin “ideal öğretmeni” farklı olabilir. Ve hatta bu idealin sınırı yoktur. Fakat genel doğrular ve araştırmalar çerçevesinde düşünüldüğünde, ideal öğretmen için bazı özellikler sıralanabilir. Bu özellikler, olması istenen ve olduğunda bizi verimli / etkili bir eğitime kavuşturacak öğretmenlerin özellikleridir.
Günümüz gençliğinin sorunlarından biri, kendini ifade edememesidir. Ne yazık ki eğitimimiz, öğrencilerin kendini çekinmeden ifade edebilecekleri, türlü konularda tartışmaya katılacakları temel becerileri gençlere kazandıramamaktadır. Bu, belki de bütün alanlarda, her türden öğrencinin başarısız olmasına temel nedendir. Çünkü öğrenciler, öğrendiklerini günlük yaşama aktaramadıkları; sorgulamaktan, düşünmekten ve eleştirmekten kaçındıkları için, biz eğitimimize “kötü” diyoruz. İşte ideal öğretmen, öğrencilerini bu anlayışla ve bu eksiklikleri görerek yetiştirmeye çalışan öğretmendir.