Hüseyin Namık Orkun
Tarih: 29 Kasım 2011 | Bölüm: Önemli Türkologlar | Yorumlar: Yorum yok.
H. Namık Orkun 1902 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. İlk,orta ve lise eğitimini tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nü bitirdi. Derin tarih merakı yüzünden Macaristan’a gitti. Orada Budapeşte Üniversitesi’nin Felsefe Bölümü’nde ünlü Macar Türkoloğu Gyula Nemeth’in öğrencisi olarak türkoloji öğrenimi yaptı.
1930 yılında yurda döndü ve Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü tarih öğretmenliğine atandı. Daha sonra buradaki görevi yanında Polis Koleji’nde, Devlet Konservatuarı’nda ve Ankara Tıp Fakültesi’nde Türk Tarihi ve İnkılap Tarihi dersleri verdi. Bu okullarda Türk tarihini seven, milli tarih şuuruna sahip binlerce gencin yetişmesine vesile ve yardımcı oldu.
Hüseyin Namık Orkun ilmi araştırmaları ile de Türklüğe çok değerli hizmetler sunmuştur. Bu araştırmaların sonuçlarını makaleler ve kitaplar halinde Türk ilim dünyasının bilgi ve eleştirisine sunmayı da ihmal etmedi.
50 Yıl Sonra Hüseyin Namık Orkun
Tarih: 29 Kasım 2011 | Bölüm: Önemli Türkologlar | Yorumlar: Yorum yok.
Bana hayatımda kimse, Hüseyin Namık Orkun şöyle bir insandır, eserlerini oku ve tanı demedi? Nerede, ne şekilde onun kitaplarından bazılarını bulup okudum, net bir şekilde hiç hatırlayamıyorum. Fakat tahminim, onun kitaplarından bazılarını, sahaflardan bulmuş olmalıyım. Örneğin; “Yeryüzünde Türkler” adlı kitabını bir solukta okumuştum.
H. N. Orkun adı, size neyi hatırlatmaktadır? Bu isim, kaç Türk milliyetçisinin hatıralarında çağrışım yapabilir? Yüzde birinin mi? Binde birinin mi? Yoksa on binde birinin mi aklında bu isim bulunabilir? H. N. Orkun’u ben hiç görmedim, hiçbir yerde ortak pilatformda bulunma imkanına da sahip olmadım. Çünkü, zamanın farklı kesitlerinde dünyaya gelmiştik. O giderken, bizler gelecektik. Onunla bağlantım, düşünce ve yazılarındaki, görev ve hedef anlayışındaki ortak noktaları tespit etmemle mümkün olmuştur.
Bana hayatımda kimse, Hüseyin Namık Orkun şöyle bir insandır, eserlerini oku ve tanı demedi? Nerede, ne şekilde onun kitaplarından bazılarını bulup okudum, net bir şekilde hiç hatırlayamıyorum. Fakat tahminim, onun kitaplarından bazılarını, sahaflardan bulmuş olmalıyım. Örneğin; “Yeryüzünde Türkler” adlı kitabını bir solukta okumuştum. Gerçi öz olarak, Türk dünyasının günümüzden altmış- yetmiş yıl önceki kompozisyonunu çizmiş olan bu kitabın içerik bilgileri, elbette daha sonraki yıllarda da, başkaları tarafından çok daha geliştirilmiştir. Fakat benim bu konuya yönelik olarak ilk tat aldığım eserlerden birisi, H. N. Orkun Bey’inkiydi. Sonraları Hüseyin Namık Bey’i tanımaya ve yazılarındaki düşüncelerini de anlamaya gayret ettim.
Bana göre, Hüseyin Namık Bey, hayatındaki hedef noktasını ve tüm yaşamını, Türk milliyetçiliği üzerinde oturtmuştu. O soyadına varıncaya kadar, bu duyguyu özünde yaşıyordu. Onun hayatında, işinde ve gücünde bu duygu, hep yüksekten seyrediyordu. O eserlerinde bunu hissederken, o yıllardaki öğretmenlik hayatında da, bunu yaşamakta ve de yaşatmaktaydı. Buna en iyi örneklerden birisini, Ankara’da bulunan Polis Kolejinde Tarih derslerinde vermekteydi. Nitekim bu olaya şahit olan öğrencilerinden birisi, onu şöyle anlatmıştır:
Ziya Gökalp
Tarih: 28 Kasım 2011 | Bölüm: Önemli Türkologlar, Türk Uluları | Yorumlar: 10 Yorum var.
Ziya Gökalp, 23 Mart 1876 yılında Diyarbakır’da doğmuştur. Kendisine, babasının isteği üzerine Mehmet Ziya ismi verilmiştir. Babası, Vilayet Evrak Memuru Mehmet Tevfik Efendi (1851-1890), annesi Zeliha Hanım’dır (1856-1923). İlköğrenimini 1883 yazında kayıt yaptırdığı Mercimekörtmesi Mahalle Mektebi’nde tamamlamıştır. Hürriyetle ilgili ilk fikirlerini ise 1886 yılında girdiği Mektebi Rüştiye-i Askeriye’de (Askeri Lise) hocası Kolağası İsmail Hakkı Bey’den edinmiştir. 1890 yılında amcası Müderris Hacı Hasip Bey’den dersler almaya başlayan Gökalp, 1891 yılında ikinci sınıftan kayıt yaptırarak İdadi-i Mülkiye’ye başlamıştır. 1893 yılında öğretmeni Doktor Yogi’den felsefe dersleri, Maarif Müdürlüğü ve İdadi’de (orta öğretim) tarih öğretmenliği yapan Mehmet Ali Ayni’den ise tarih dersleri almıştır.
Ziya Gökalp, Mehmet Ali Ayni’den gördüğü derslerde tarihin nasıl muhakeme edileceğini öğrenmiştir. Fakat İdadi’nin 7 yıla çıkartılması üzerine Gökalp, buradan ayrılmıştır. Toplumun yaşadığı sıkıntıların üzerinde bıraktığı izlerin yanı sıra, ekonomik olanaksızlıklar yüzünden İstanbul’da öğrenimine devam edememesi ve ailesinin evlilik baskıları gibi nedenler Ziya Gökalp’ı bunalıma sürükleyince, 1894 yılında intihar girişiminde bulunmuştur. Hilmi Ziya Ülken, Gökalp’ın intihar sebebi olarak, Hocası Dr. Yorgi Efendi’den aldığı felsefe eğitimi ile ailesinden aldığı dini muhafazakâr eğitim arasında yaşadığı çatışmayı göstermektedir.
İntihar olayından sonra kendini tekrar okumaya ve bilime veren Gökalp, eğitimine devam etme isteğiyle 1895 yılında kardeşi ile birlikte yeniden İstanbul’a gelmiştir. Fakat parası olmadığı için ancak ücretsiz olan Veteriner Mektebine kayıt yaptırabilmiştir. Gökalp, İstanbul’da bulunduğu bu dönemde Batı kültürünü de tanımaya yönelmiştir. Okulda yasak yayınları okuması ve farklı çıkışları ile dikkati çeken Gökalp, 1899 yılında geçirdiği soruşturmanın ardından ‘yasak kitapları okuma ve zararlı derneklere üye olma’ gerekçesiyle cezaevine gönderilmiştir. 12 aylık cezaevi yaşamından sonra, okuldan da uzaklaştırılarak Diyarbakır’a sürülmüştür.