Ziya Paşa
Tarih: 9 Aralık 2011 | Bölüm: Z | Yorumlar: Yorum yok.
1825 yılında İstanbul’da doğdu. Asıl adı Abdülhamid Ziyaeddin’dir. Beyazıt Rüştiyesı’ni bitirdi. Özel öğretmenlerden Arapça ve Farsça öğrendi. Sadaret Mektubî Kalemi’ne devam etti. Mustafa Reşid Paşa’nın yardımıyla 1855′te Saray Mabeyn Kâtipliği’ne girdi. Âli Paşa’nın sadrazam olmasıyla saraydan uzaklaştırıldı. Zaptiye Nezareti müsteşarlığı, 1861′de Kıbrıs, 1863′te Amasya mutasarrıflığı görevlerinde bulundu. Bosna bölgesi müfettişliği Meclis-i Vâlâ azalığı yaptı.
O Bir Jön Türk
1865′te Meşrutiyet yanlısı Yeni Osmanlılar Jön Türk Cemiyetine girdi. İkinci kez Kıbrıs mutasarrıflığına atanınca, Mustafa Fâzıl Paşa’nın çağrısı üzerine, Namık Kemal’le birlikte 1867′de Paris’e kaçtı. Daha sonra Londra’ya geçti. M. Fâzıl Paşa’nın sağladığı imkanlarla, Namık Kemal’le birlikte 1868′te Hürriyet gazetesini çıkardı. M. Fazıl Paşa merkezi yönetimle anlaşıp, yardımlarını kesince, 1870′te Cenevre’ye geçti. Namık Kemal, Agâh Efendi, Ali Suavi ve öbür arkadaşlarıyla Yeni Osmanlılar Cemiyeti’nin yönetiminde görev aldı. Âli Paşa’nın ölümü üzerine 1871′de İstanbul’a döndü. 1876′da Maarif Nezareti müsteşarlığına atanmasına kadar birçok görevde bulundu. Namık Kemal’le birlikte Kanun-i Esasî Encümeni’nde çalıştı. 1877′de Suriye valiliğine gönderildi. Daha sonra Adana valiliğine atandı. Burada görevdeyken 17 Mayıs 1880′de öldü.
Ziya Paşa, Namık Kemal ve Şinasi’yle birlikte, Tanzimat’la başlayan Batılılaşma hareketinin etkisinde gelişen Batılılaşma Dönemi Türk edebiyatının ilk aşamasını oluşturan üç yazardan biridir. Padişaha ve Reşid Paşa’ya kasideler yazmıştır. 1859′da yazdığı “Tercî-i Bend” şiiriyle tanınmıştır. Hece ile yazılmış birkaç şarkısı dışında, Divan şiiri geleneğine bağlı kalmıştır.Paris’te bulunduğu yıllarda çeviriler de yapmıştır.
Ziya Osman Saba
Tarih: 9 Aralık 2011 | Bölüm: Z | Yorumlar: Yorum yok.
30 Mart 1910 tarihinde İstanbul’da dünyaya geldi. Babası Binbaşı Osman Bey, Paris askeri ateşesi idi. Sekiz yaşında iken annesini kaybetti. Bu kaybın hüznünü hep hisseti ve eserlerine yansıttı. Ziya Osman, dokuz yaşında yatılı öğrenci olarak kaydedildiği Galatasaray Lisesi’nden 1931’de mezun oldu.
İlk şiiri 1927’de, lise öğrencisi iken Servet-i Fünun’da Ziya imzasıyla yayımlandı. Lisede bir yıl sınıfta kalınca bir alt sınıftaki Cahit Sıtkı ile tanışma fırsatı bulması, edebiyat dünyasında ender görülen bir dostluğun oluşmasını sağladı. Dostu Cahit Sıtkı’nın öğrencilik yıllarından itibaren kendisine yazdığı mektupları biraraya getirmesi ile ilk basımı 1957’de yapılan Ziya’ya Mektuplar adlı ünlü kitap oluşmuştur.
1928’de altı lise arkadaşı ile birlikte (Yaşar Nabi, Sabri Esat, Cevdet Kudret, Vasfi Mahir, Muammer Lütfi, Kenan Hulusi) Yedi Meşale isimli ortak kitap yayımladılar. Ziya Osman, kitabın başarısı üzerine Yusuf Ziya’nın desteğiyle çıkarılan ve yayımı sekiz ay süren aynı isimdeki derginin kurucu yazarları arasında yer aldı. Ömrü boyunca topluluğun şiir anlayışına bağlı kalan tek Yedi Meşaleci oldu. Derginin kapanmasından sonra şiirlerini Milliyet ve İçtihat’ta yayımlattı. Varlık Dergisi’nin kurulmasından sonra ise metinlerini orada yayımlatmaya başladı.
Ziya Nur Aksun
Tarih: 9 Aralık 2011 | Bölüm: Z | Yorumlar: Yorum yok.
29 Mayıs 1930′da Konya’da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimi Konya’da yaptı. 1955 yılında Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Ziya Nur, eserlerinden ziyade sohbetleriyle tanınmıştır. Osmanlı ve İslam tarihi hakkında geniş bilgisi, günlük siyasetimizin muhtelif elişmelerini sağlam bir tarih muhakemesiyle değerlendirmesi, Osmanlı-Türk devlet telakkisi hakkındaki efsunkar tesbitleri, çevresinde toplanan her zümreden münevverleri ve gençleri etkilemiştir.
Onun Dündar Taşer (1925-1972) ve Erol Güngör (1938-1983) ile memleket meseleleri ve milli düşünce etrafında yaptığı sohbetler, Dündar Taşer’in vefatını müteakib kendisi tarafından derlenmiş, ve 1974 yılında Z. N. Rumuzu ve Dündar Taşer’in Büyük Türkiyesi; adı ile yayınlanmıştı. Eser gençler ve Türk okuyucusu nezdinde büyük bir alaka ile okunmuş ve 6. baskısı yapılmıştır.
Ziya Nur Bey’in diğer büyük bir eseri de Filibeli Şehbender-zade Ahmet Hilmi’nin;İslam Tarihi’ni hafifce sadeleştirerek, notlar ve geniş istidratlarla kitabın hacminden daha fazla ilaveler yaparak ve Filibeli hakkında geniş bir tetkike dayanan biyofrafi ile birlikte neşrettiği eserdir. Bu eser, İslam Tarihi’ni ele alış tarzıyla hala aşılamamıştır. Usul bakımından tamamiyle emsallerinden farklı olduğu gibi, İslam Tarihi’nde Türkler’in Selçuklu ve Osmanıllar’ın- ve Moğolların oynadıkları rollare de vukufla değerlendirmeye tabi tutan bir eserdir. Eserde sünni ve şii tarikatler, dini-siyasi cereyanlar bugünkü nesillerin sorularına cevap verecek bir bilgi özeti ve muhakeme tarzıyla tabarüz ettirilmiştir. Adı geçen eserin ilk baskısı 1974′de, ikini baskısı ise 1982′de yapılmıştır.
Ziya Uygur
Tarih: 9 Aralık 2011 | Bölüm: Z | Yorumlar: Yorum yok.
Çocukluk dönemimden hatırımda kalan babamın arkadaşlarından Ziya bey amcanın (Araştırmacı-Yazar Ziya UYGUR) yeri bir başkadır. Beşiktaş Serencebeyde, Çitlenbik sokakta otururlardı. Biz de Yıldızda Cediciye sokakta. Geçenlerde, o yıllardan (1955-1960) kalan birkaç eski fotoğraf geçti elime. Ziya bey amca, babamla beraber. Son 30-35 senedir hiç görmedim. Taşkentli olduğunu söylemişti babam. Acaba şimdi nerede, ne yapıyor….? Ramazan bayramında dayımla eskileri yad ederken yine hatırladık onu ve ziyaretine karar verdik.
Dayımda telefonu varmış. Randevulaştık ve 5 Mart 1995 pazartesi akşamı, Göztepe Ayşe kadındaki evindeydik Ziya bey amcanın. Dayım Dr. Emin Emiroğlu (emekli albay diş tabibi), eşi, annem, eşim ve ben.Ziya bey amca 85 yaşındaymış. Önce bizi tanımakta zorlandı. Hatta yıllar sonra gerçekleşen bu ziyareti yadırgadı da başlangıçta ama daha sonra sohbet koyulaştı. Ömrünü harcadığı kitaplar, arşiv belgeleri, Masonlar, Abdülhamit, Menderes….
Taşkentli olduğunu bildiğim, bu unutulmuş, köşesine çekilmiş dava adamını çağrı dergisinde genç hemşehrilerime tanıtmak istedim.
– Ziya bey amca Taşkentli olduğunuzu biliyorum. Bu doğru mu?
Ziya UYGUR- Babam Taşkentli, PERHİZLER sülalesinden, Hoca İbrahim Efendi. Annem Isparta Senirkentli. Oraya yerleşmiş olan Nogay Türklerinden. Senirkent’te doğmuşum. Ama babam nüfusa doğum yeri Taşkent yazdırmış.
– Hiç Taşkent’e gittiniz mi?
Ziya UYGUR – Kısmet olmadı. Hiç Taşkent’e gidemedim. Şimdi 85 yaşındayım. Sağlığım yerinde. İnsan yaşamadığı yaşı bilmez. Bu yaşın kıymetini bu yaşa gelen bilir.