Türkçede Anlam Olayları / Değişmeleri
Tarih: 10 Şubat 2016 | Bölüm: Dil Bilimi | Yorumlar: 1 Yorum var.
Türk dilinde anlam olayları “kelimelerin bağlı bulundukları kavramların ve gösterdikleri anlamların zamanla ve çeşitli sebeplerle değişmeleri olayı” olarak tanımlanmaktadır. Sözcüklerin çeşitli nedenlerle bilinen ilk anlamlarından uzaklaşarak daha genel, özel veya farklı bir kavramı karşılar hâle gelmeleri ses olaylarının sonucudur.
Sözcükler, toplumun dilinde şekillenen canlı varlıklar olduğundan çok uzun zaman içerisinde de olsa kendi anlamlarından uzaklaşabilirler. Bu değişmelerin iç ve dış nedenleri olabilir. Sözcüğün farklı biçimlerde kullanılmaya açık, esnek bir yapısının olması, onun iç yapısından kaynaklanan bir anlam olayı ortaya çıkaracaktır. Toplumun algısı, teknolojik gelişmeler ve insanların üst düzey bilişsel edimlerini ifade etme süreçlerinde bazı sözcükleri kendi anlamlarının dışında –bu mecaz veya yan anlamından uzaklaştırarak da olabilir– kullanmalarıyla ortaya çıkacak anlam olayları ise, dış nedenlerden kaynaklanmaktadır.
Anlam olayları; anlam kayması, anlam daralması, anlam genişlemesi, anlam iyileşmesi, anlam kötüleşmesi ve anlam değişmesini kapsayan; ancak çok uzun zaman içerisinde gerçekleşme imkânı bulduğu için art zamanlı incelemeyle ortaya çıkarılabilecek genel bir terimdir. Terimler arasındaki benzerlik ve farklar, başlıklar altında açıklanmıştır.
Kavram Nedir?
Tarih: 9 Şubat 2016 | Bölüm: Dil Bilimi | Yorumlar: 5 Yorum var.
Evrendeki nesne, olgu ve olayları ifade etmek için kullanılan, bir araya gelerek cümleleri ve bildirişimi sağlayan dilsel gösterenlere sözcük denilmektedir. Sözcükler, zihnimizde bir kavramı oluşturma görevi taşıyan ve oluşan tasarım / çağrışımlarla anlamlandırma sürecini başlatan ögelerdir. Sözcüğün eş anlamlısı olan kelimeyi Zeynep Korkmaz “Kelimeler, bir veya birden çok heceli ses öbeklerinden oluşan ve tek başlarına zihindeki belirli kavramlara karşılık olan somut veya soyut söz kalıplarıdır; somut ve soyut kavramlar arasında ilişki kuran dil birimleridir.” olarak tanımlamaktadır. Türk Dil Kurumunun Türkçe Sözlük’ünde “Anlamlı ses veya ses birliği, söz, sözcük.” (TDK, 2009 : 130) olarak tanımlanan sözcükler, anlamayı sağlayan kavramları karşılamaları yönüyle dilin belkemiği olarak kabul edilmelidir.
“Genel anlamda kavram, insan zihninde anlamlanan, farklı obje ve olguların değişebilen ortak özelliklerini temsil eden bir bilgi formu / yapısıdır.” Sözcükler, bir gösteren göreviyle nesne ve olguların zihinde tasarımlarının oluşmasını sağlayan çağrışımlar yaratırlar. İşte olayları, durumları, varlıkları… anlamlandırırken önceki öğrenmelerimizin etkisiyle ortaya çıkan bilişsel belirtiler kavram dünyasına aittir.
Lehçebilim / Diyalektoloji
Tarih: 7 Ağustos 2013 | Bölüm: Dil Bilimi | Yorumlar: 1 Yorum var.
Dünya dilleri konusu incelenirken, gerek başka dillerin, gerekse Türkçenin çeşitli lehçelerinden söz etmiştik. Yeryüzünde belli bir dili inceleyen filologlar olsun, dil denen kurumu bütün olaylarıyla ele alan, değişik tipleri üzerinde duran dilbilimciler olsun, Öteden beri, lehçe ve ağız adını verdiğimiz, dilin değişik biçimlerini türlü bakımlardan incelemektedir. Bu incelemeler, ayrı bir araştırma alanı olan ve özellikle sözcükbilim (lexicologie), adbilim (onomastiaue) ve tümüyle sesbilim dallarını yakından ilgilendiren lehçebilim alanını ortaya koymuştur.
Değişme, dilin özünde var olan bir niteliktir. Bir dil nasıl, kendi içinde sürekli bir değişme içinde bulunuyorsa, bu dili konuşan toplumun bir öbeği de çeşitli nedenlerle değişik bölge ya da ülkelerde, kimi zaman da aynı ülke içinde, türlü nedenler ve etkilerle genel dilden ayrılmakta, başkalaşmaktadır. Bu başkalaşma kimi zaman o ölçüde büyük olur ki, lehçe dediğimiz birlikler, ayrı dillere dönüşür. Türkçenin Çuvaş, ve Yakut lehçelerinin yakın zamana kadar kimi dilcilerce Türkçeyle ilişkili ya da bu dilin lehçeleri içinde görülmemiş olması, bu nedenledir.
Önce, lehçe’nin (dialeete, dialect, Dialekt) tanımını yapalım: Lehçe, bir dilin değişik ülkelerde ve bölgelerde, yine aynı dilbirliğinden kimselerce konuşulan değişik biçimidir.
Bugün Anadolu’da tek bir lehçe konuşulur ki, biz buna Türkiye Türkçesi adını veriyoruz. Bölgesel, yöresel ayrımlar, aynı lehçe içinde, aşağıda değineceğimiz ağızlara aittir. Daha önce değindiğimiz ortak dil, yan dili kavramı hatırlanınca, Türk ortak dilinin ya da yazı dilinin, İstanbul ağzı üzerine kurulduğu kabu. odilir. Ancak Türkçe, Aayanın ve Avrupanın daha birçok ülkelerinde, değişik lehçeler halinde yaşamaktadır. Rusya ve iran’daki Azeri lehçesi, Türkmen lehçesi, Kazak, Kırgız lehçesi, bunlara örnek gösterilebilir.
Dil ve Mantık
Tarih: 29 Ocak 2013 | Bölüm: Dil Bilimi | Yorumlar: Yorum yok.
İngilizce’de ‘I pull the branch aside‘ (dalı bir kenara çekiyorum) ve ‘I have an extra toe on my foot‘ (ayağımda fazla bir parmak var) cümlelerinde az çok benzerlik var. Özne yerine gelen zamiri ve her iki cümle için ingilizce sentaksın icaplarından kaynaklanan ortak çizgileri, meselâ şimdiki zaman işaretini bir tarafa bırakırsak, burada hiç bir benzerlik olmadığını söyleyebiliriz.
Günlük ve hatta ilmî ifade tarzlarında cümlelerin, apaçık farklı hal ve keyfiyetlerle ilgili olduğu ve bundan dolayı da farklı oldukları söylenirdi. Meselâ tabiî mantıkçı herhangi biri böyle deliller getirebilir ve eski tipteki şeklî mantık, onu belki de tasdik edebilirdi.
Şimdi İngilizce konuşan tarafsız bir bilim adamına başvuralım. Ondan, her iki türün de müşahhas hallerini araştırmasını ve bunların bizim göremediğimiz bir benzerlik anını
izhar edip edemediklerini soralım. Büyük bir ihtimalle herhangi birinin ve mantıkçının hükümlerini tasdik edecektir.