Aşık Oyunu: “Tarihi TÜRK Eğlencesi”
Tarih: 6 Kasım 2014 | Bölüm: Eğlence | Yorumlar: 3 Yorum var.
Türk tarihinin en eski dönemlerinden bugüne ulaşan birçok oyundan biri olan “aşık oyunu“, bugün hâlâ Orta Asya’nın muhtelif bölgelerinde benzer adlarla oynanmaya devam eden, Türkiye gibi bazı ülkelerde de değişik şekillere bürünen millî bir oyundur. Bu oyun, ismini koyun, kuzu ve keçilerin arka bacaklarındaki diz ekleminde bulunan aşık kemiğinden almaktadır. Dört köşesi bulunan aşık kemiği, oldukça dayanıklıdır ve eski zamanlarda insanlar tarafından oyun aracı olarak kullanılmıştır. Bu oyun bugün hâlâ en eski şekliyle Kırgızistan ve Kazakistan gibi Orta Asya Türk cumhuriyetlerinde oynanmaktadır. Bununla birlikte, Anadolu’daki misket, bilye, gülle gibi adlarla anılan bazı oyunlara ilham kaynağı olduğu düşünülmektedir.
Aşık oyunları, kemiğin yüzleri dikkate alınarak, oynama şekillerine göre, taş sayısına göre veya en basit usullerde olmak üzere çeşitlidir. Bütün oyunlarda aşık kemikleri, oyunu oynayacak kişinin sermayesidir ve oyunun sonunda kemiği kaybetme veya yeni kemikler kazanma ihtimali vardır. Bu oyunlardan bir tanesinde, oyunu oynayacak kişiler, birer veya oyunun türüne göre birden fazla aşık kemiğini hizalı biçimde yatay olarak dizerler. Sonra dizilen kemikleri vurmak için kullanacakları kemikleri en uzağa fırlatarak sıralama yaparlar. Birinci gelen ilk atar, sonuncu gelen ise kaleyi belirler. Kale, dizilen kemiklerin sol veya sağ başından biri olabilir. Sonra kemiklere yaklaşık beş metre uzaktan bir çizgi çizilir ve o çizgiden sırayla yerdeki kemiklere atış yapılmaya başlanır. Kaleyi vuran bütün kemikleri alır, kaleye ne kadar yakın vurabilinirse o kadar kemik alınır.
Temple Run Rekorunuz Kaç?
Tarih: 24 Nisan 2013 | Bölüm: Eğlence | Yorumlar: 2 Yorum var.
Temple Run, akıllı telefonların vazgeçilmezi olan ve iki kere oynayan bir insanı hemen bağımlı yapan, gözlerde uyuşturucu etkisi olan bir koşma oyunu. Önce oyunun mantığını çözmeye çalışıyor, bu sırada fark etmeden oyuna alıştığınızı hissediyorsunuz. Arkanızdan sizi kovalayan canavardan kaçmak, gerçekten büyük bir refleks gerektiriyor. Çünkü kayaların veya ateşin altından kaymak, uçurumlardan veya dönen kazıklı engellerden atlamak zorundasınız. Bu sırada altınları, bazı güçlendirici hapları toplamak ve can kurtarmak için kullanılan “gemleri” yalayıp yutmak için gözünüzü dört açmak, parmaklarınızı ve el koordinasyonunuzu muazzam düzeyde oyuna ayarlamak zorundasınız.
Özellikle uçurum kenarından koşarken karakterin sağa veya sola yanaşmaları, trene bindikten sonra rayların sağlam kısımlarını takip etmek gibi yönlendirmeler tamamen telefonun baş kısmını sağa veya sola yatırmanızla gerçekleşiyor. Bunu yaparken aniden karşınızda beliren duvara çarpmamak için başınızı aşağı eğmeniz, uçurumun tam bittiği kısımdan sola dönmeniz veya karşıdaki bir yere atlayarak devam etmeniz için ekranda dört yöne çizgi çizer gibi dokunmanız gerekiyor. Bunların hepsini yaparken daha fazla altın toplamak ve çoklukla tuzak olarak yerleştirilen gem‘leri kaçırmamak için bütün devinimsel becerinizi ortaya koymanız gerekiyor.
Yukarıdaki resimde de görebileceğiniz üzere ben şu ana kadar en fazla 4,222,260 puana ulaşabildim. Bunun için yaklaşık 16 bin metre koştum ve 7,261 tane altın topladım. İlk oyunlarında 70 bin bile yapamayan biri için, bence bu çok güzel bir başarı. Hatta beni geçen var mı, çok merak ediyorum. Mâlum bu oyun akıllı telefonu olan her insanın sanırım hayatında en az bir kere oynadığı bir oyun. Öyle ki, şu anda Apple Store’da ve Google Play Market’te en çok indirilen oyunlar sıralamasında uzun zamandır ilk üç sırada yer alıyor.